dc.contributor.advisor | Yandım Aydın, Sercan | |
dc.contributor.author | Bodur, Yalçın | |
dc.date.accessioned | 2022-02-17T08:38:47Z | |
dc.date.issued | 2022-02-10 | |
dc.date.submitted | 2022-01-11 | |
dc.identifier.citation | BODUR, Yalçın. On Bir-On Üçüncü Yüzyıllarda Doğu Akdeniz’de Kültür Geçirgenliği: “Kitap Resimleri”, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2022. | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/25883 | |
dc.description.abstract | Following the birth and spread of Islam, Eastern Mediterranean was being ruled by two different monotheistic religion -the other one being Christianity-, and organizations which were taken shape with them until eleventh century. The most advanced of these organizations were Byzantine Empire and Abbasid Caliphate. In the eleventh century, Turks from the east and Crusaders from the west arrived in the Eastern Mediterranean. Hence, distribution of power in the region began to change.
The Comnenos Dynasty took over governance of Byzantine Empire towards the end of the eleventh century. In the same period, Seljukids established close relations with Abbasid Caliphate and began to rule the land of Islam. Most part of Anatolia was turned into darülislâm from darülharb by Turks, who stepped into Anatolia from the east and settled in the region. In 1095, The Papacy raised the idea of conquest of the Holy Land in Clermont Council in order to canalize all Catholic Christianity for same purpose. The idea was adopted by populace firstly, and then turned into more than four great Crusades in which a lot of monarchs, like dukes or kings, came together for the following two centuries.
Even though this complicated policy and war atmosphere seemed to be a sharp separation among each sides, was enriched the culture of the Eastern Mediterranean. Turks achieved to settle down in the region, but Crusaders had to return to their homeland in the second half of thirteenth-century. In this context, at the two centuries of intersection in the Eastern Mediterranean, it is relatively distinguishable the contributions of Crusaders to the established cultures and what they carried from them to their own. The Knight Hospitallers, for instance, contributed to the “institutionalization” of medical understanding based on the Hebrew tradition in the Eastern Mediterranean. As an opposite example, it was probably first time Crusaders have seen strategy board games such as chess in the same region. These two factual examples of certain transmission in the Eastern Mediterranean testified in both their written and visual sources.
Illustrated manuscripts of the era are important sources of art history in which cultural transmission in the Eastern Mediterranean can be scrutinized, as information they contain is transferred by written and visual means used at the same time. Apart from Byzantine, Islamic and Crusader works, which were produced in the region, illustrated manuscripts which contained same kind of cultural transmission were produced in Europe in the same period also. Melisende Psalter, for instance, is one of the Crusader illustrated manuscript which was prepared in Levant, while Libro de ajedrez is another illustrated manuscript in which the Eastern Mediterranean influances can be observed, was prepared in Castilla. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/restrictedAccess | tr_TR |
dc.subject | Bizanslılar | tr_TR |
dc.subject | Müslümanlar | |
dc.subject | Haçlılar | |
dc.subject | Kültür geçirgenliği | |
dc.subject | Resimli el yazmaları | |
dc.subject.lcsh | A - Genel konular | tr_TR |
dc.title | On Bir-On Üçüncü Yüzyıllarda Doğu Akdeniz'de Kültür Geçirgenliği: "Kitap Resimleri" | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | İslâmiyet’in doğuşu ve yayılmasından sonra on birinci yüzyıla değin Doğu Akdeniz, Hıristiyanlıkla birlikte, iki farklı inanış ve bunların şekillendirdiği organizasyonlar ile idare ediliyordu. Bu organizasyonlardan en gelişmiş olanları Bizans İmparatorluğu ve Abbâsî Halifeliği’ydi. On birinci yüzyılda doğudan gelen Türkler ve batıdan gelen Haçlılar Doğu Akdeniz’de göründüler. Böylece bölgedeki idarî dağılım değişmeye başladı.
On birinci yüzyılın sonunda Bizans İmparatorluğu’nda Komnenos Hanedanlığı (1081-1185) idareyi ele geçirdi. Aynı dönemde Selçuklular, Abbâsî Halifeliği’yle yakın ilişkiler kurdu ve İslâm topraklarına hükmetmeye başladılar. Türklerin doğudan Anadolu’ya girmeleri ve bölgede tutunmalarıyla Anadolu’nun bir kısmı darülharb’ten darülislâm’a katıldı. 1095’te Roma Kilisesi harekete geçerek batı Hıristiyanlığını aynı amaca yönlendirmek üzere Clermont Konsili’nde kutsal topraklara harekât fikrini ortaya attı. Önce halk tarafından benimsenen fikir, takip eden iki yüzyıl boyunca dükten imparatora, birçok monarkın katıldığı dört büyük Haçlı Seferi’ne dönüştü.
Bu karmaşık ortam, taraflar arası keskin bir ayrışma gibi görünse de Doğu Akdeniz kültürünü zenginleştirdi. Türkler bölgede kalıcı olmayı başarırken Haçlılar, on üçüncü yüzyıl sonunda anayurtlarına geri dönmek durumunda kaldılar. Bu bakıma, Doğu Akdeniz’deki bu iki yüzyıllık kesişimde Haçlıların yerleşik kültürlere katkıları ve yerleşik kültürlerden taşıdıkları nispeten ayırt edilebilirdir. Sözgelimi Hospitalye Şövalyeleri, Doğu Akdeniz’de yerleşik İbranî temelli tıbbî anlayışın “kurumsallaşma”sına dikkate değer katkı sağlamışlardı. Tersi örnekteyse Haçlılar, satrancı Doğu Akdeniz’den Avrupa’ya taşıdılar. Bu iki durum gerek yazın gerekse görsel kaynaklarıyla birlikte Doğu Akdeniz’deki kültür geçirgenliğinin örnekleridir.
Çağın resimli el yazmaları, bilginin yazı ve görsel birliktelikle aktarılması sebebiyle Doğu Akdeniz’de kültür geçirgenliğinin tespit edilebileceği sanat tarihi kaynakları arasındadır. Bölgede üretilmiş Bizans, İslâm ve Haçlı eserlerinden başka, ilgili dönemde Avrupa’da da bu geçirgenliğin izlerine rastlanan el yazmaları hazırlanmıştır. Sözgelimi Melisende Psalteri, Levant’ta hazırlanmış bir Haçlı resimli el yazması iken Libro de ajedrez, Doğu Akdeniz etkilerinin gözlemlendiği, Kastilya’da hazırlanmış bir diğer resimli el yazmasıdır. Bu bağlamda hem bölgeden içeri hem de dışarı örneklerle Doğu Akdeniz’deki kültür geçirgenliğini yakalamak imkânı bulunmaktadır. | tr_TR |
dc.contributor.department | Sanat Tarihi | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2024-02-19T08:38:47Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |