Show simple item record

dc.contributor.advisorYıldız, Ayşe Nevin
dc.contributor.authorDeniz, Berfu
dc.date.accessioned2022-02-11T10:27:10Z
dc.date.issued2022
dc.date.submitted2022-01-14
dc.identifier.citationAPAtr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/25867
dc.description.abstractLynch is a form of violence in which a group of people punishes the person or group they find guilty in cases where the national, religious and moral values in the society are violated or believed to be violated. The fact that there attacks, which don’t coincide with the rule of law, paradoxiacally are not marked as crimes in the law, thus impunity, paves the way for lyching attacks and causes them to become commonplace. Another factor that feeds the lynching and causes it to become normal in the eyes of the society is the discourses of the political and administrative officials in the media after the attack. The statements of the authorities are mostly the lynching was a trivial, ‘simple case’ or a ‘provocation’. The printed media, on the other hand not only uses a discourse that supports the statements of the official authorities, but also exhibits an attitude that covers the lynching or justifies it for a number of reasons, thus legitimizing it. As a tool of the dominant ideology, the media, with it is function in the reproduction of dominant values and norms represents thoughts or identities that are outside these values as a threat to the society, sometimes targeting them and sometimes legitimizing violence against these groups. In this study, the representation of lynching attacks in the news in Turkey between 2009-2019 was examined in order to question the role of the media in the operation of the lynching process, which includes stages such as the target, reasons and legitimation of the lynching. In this context, Cumhuriyet was chosen to represent the Kemalist-secular press, Hürriyet to represent the mainstream-popular press, and Yeni Şafak to represent the Islamic-conservative press. The news in the selected newspapers were first analyzed with quantitative content analysis, then the news that included four lynching cases determined as case studies were subjected to critical discourse analysis. In critical discourse analysis, Ruth Wodak's discourse-historical approach, which includes discourse strategies that constitute the construction of 'positive us' and 'negative them', was used. This approach also includes the background and context information of the incident in the analysis, revealing the historical background that paved the way for the emergence of the lynching while the discourse analysis of the lynching news was made.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectLinçtr_TR
dc.subjectMeşru şiddet
dc.subjectKolektif şiddet
dc.subjectCezasızlık
dc.subjectMedya
dc.subjectTemsil
dc.subject.lcshSosyolojitr_TR
dc.titleYazılı Basında Linç Saldırılarının Temsili (2009-2019)tr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetLinç, toplumda yerleşik olan milli, dini ve ahlaki değerlerin ihlal edildiği veya ihlal edildiği sanıldığı durumlarda halktan bir grubun suçlu bulduğu kişi veya grubu cezalandırdığı bir şiddet biçimidir. Hukuk devletiyle örtüşmeyen bu saldırıların paradoksal biçimde kanunda suç olarak işaretlenmemesi dolayısıyla cezasız kalması linç saldırılarının önünü açarak olağanlaşmasına sebep olmaktadır. Linci besleyen ve toplum nezdinde olağanlaşmasına sebep olan bir diğer unsur da saldırı sonrasında siyasi ve idari yetkililerin medyada yer alan söylemleridir. Yetkililerin söylemleri çoğunlukla, lincin önemsiz, ‘basit bir adi’ vaka ya da ‘provokasyon’ olduğu yönündedir. Yazılı basın ise, resmi yetkililerin açıklamalarını destekleyen bir söylem kullanmasının yanı sıra lincin üstünü kapatan ya da bir dizi gerekçeyle haklı kılan dolayısıyla meşrulaştıran bir tutum sergilemektedir. Egemen ideolojinin bir aracı olan medya, hâkim değerlerin ve normların yeniden üretilmesindeki işleviyle bu değerlerin dışında kalan düşünceleri veya kimlikleri toplum için tehdit oluşturan bir unsur olarak temsil ederek kimi zaman hedef göstermekte kimi zaman bu gruplara yönelik şiddeti meşrulaştırmaktadır. Bu çalışmada, lincin hedefi, nedenleri ve meşrulaştırılması gibi aşamaları içeren linç sürecinin işletilmesinde medyanın rolünü sorgulamak amacıyla Türkiye’de 2009-2019 yılları arasında yazılı basında yer alan linç saldırılarının haberde temsil edilme biçimleri incelenmiştir. Bu bağlamda Kemalist-laik basını temsilen Cumhuriyet, ana akım-popüler basını temsilen Hürriyet, İslami-muhafazakâr basını temsilen Yeni Şafak gazeteleri seçilmiştir. Seçilen gazetelerde yer alan haberler önce nicel içerik çözümlemesiyle analiz edilmiş ardından örnek olay olarak belirlenen dört linç vakasının yer aldığı haberler eleştirel söylem analizine tabi tutulmuştur. Eleştirel söylem analizinde Ruth Wodak’ın ‘pozitif biz’ ve ‘negatif onlar’ inşasını oluşturan söylem stratejilerinin yer aldığı söylem-tarihsel yaklaşımı kullanılmıştır. Bu yaklaşım aynı zamanda olayın arka plan ve bağlam bilgisini analize dahil ederek, linç haberlerinin söylem analizi yapılırken lincin ortaya çıkmasına zemin hazırlayan tarihsel arka planı açığa çıkarmaktadır.tr_TR
dc.contributor.departmentİletişim Bilimleritr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2022-02-11T10:27:10Z
dc.fundingYoktr_TR


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record