dc.contributor.advisor | Durmuş, Mustafa | |
dc.contributor.author | Demir, Tarık | |
dc.date.accessioned | 2021-07-27T06:43:17Z | |
dc.date.issued | 2021-07-14 | |
dc.date.submitted | 2021-06-14 | |
dc.identifier.citation | DEMİR, Tarık. Yabancılara Türkçe Öğretiminde Öğreticilerin Pedagojik Yeterliklerine Yönelik Bir İnceleme, Doktora Tezi, Ankara, 2021. | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/25127 | |
dc.description.abstract | Today although it is believed that the learner is at the center of the educational processes, the one who shapes both the learner and the process is the teacher. The success of the teacher in the teaching process is directly proportional to his/her competencies and self-efficacy. When the competence of the teacher is considered, as in all types and stages of education, in teaching Turkish as a second/foreign language, the teacher/instructor must have the mastery of some fields of knowledge and competencies to fulfill a profession with high responsibility. Within the scope of this study, these competencies and knowledge areas were explained by showing sensitivity to conceptual differences such as the teacher/instructor and second/foreign language.
Since the study focuses on the pedagogical competence and self-efficacy level of the instructors, both qualitative and quantitative data were collected under two separate titles, and the data were collected and analyzed by convergent parallel mixed method. Since there were no pedagogical competence definitions specific to the field and tools to measure competence and self-efficacy in order to carry out this examination, appropriate tools were developed and data were collected. Then, the data were analyzed using the SPSS 25.0 program. After analyzing the qualitative data, they were quantified and compared using a rubric.
These definitions and conceptualizations specific to the field of Turkish teaching, which has the potential to branch out as disciplines in the future, have been emphasized. In addition to these conceptualizations, naming foreigners, Turkish for foreigners and Turkish as a foreign language in the literature are also examined with an epistemological approach.
As a result of the survey conducted within the scope of the study focusing on the competence and self-efficacy of Turkish instructors as a second/foreign language, some agreements on some specific situations have been identified both in the national and international literature. The most important of these is the types of competence, the knowledge that the field of competence separating the instructor from subject specialist is pedagogy and the recognition that competence areas should be handled together in an integration, not separately. Another finding determined as a result of the research is that although teacher/instructor training is constantly divided into sub-areas such as pre-service, in-service and on-the-job training, lifelong learning should be planned in a holistic structure with a continuous development approach. While a lot has been done for the training of Turkish teachers specializing in mother tongue education, it has been determined that there are serious deficiencies, especially standardization deficiencies, in the education of Turkish instructors as a second/foreign language.
When the collected data were analyzed, both the competency and self-efficacy scores of Turkish instructors as a second language and the competency and self-efficacy scores of Turkish instructors as a foreign language were close to each other. However, in both groups, the competency scores were not as high as the perceived self-efficacy, on the contrary, it was seen that there were many competency areas that need to be supported. The data collected showed that in both groups, the competency scores of the teachers were high, especially in cases where field knowledge was used, while significant decreases were observed in the pedagogical competencies.
According to the information obtained from the demographic information forms, it can be stated that nearly 50% of the instructors work without pedagogy training and have not participated in a certificate program for teaching Turkish as a foreign language. Although there was no significant difference, the total scores of the participants having pedagogy training were higher in both their competence and self-efficacy. It was determined that although the participants had a perception of self-efficacy close to the full score, when their competencies were considered, the scores were relatively low, and the decreases were observed in items that require intensive pedagogical knowledge more than field knowledge. Within the scope of the study, it was realized that instructor training programs should be developed in a standard and controlled manner getting feedback from field-specific studies on pedagogical competencies and reflecting these outputs to the instructor training processes. It would also be beneficial to support current teachers to improve their technological pedagogical content knowledge and competencies. | tr_TR |
dc.publisher | Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | İkinci/Yabancı dil olarak Türkçe | tr_TR |
dc.subject | Öğretici | |
dc.subject | Pedagoji | |
dc.subject | Yeterlik | |
dc.subject | Öz yeterlik | |
dc.title | Yabancılara Türkçe Öğretiminde Öğreticilerin Pedagojik Yeterliklerine Yönelik Bir İnceleme | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/doctoralThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Öğretme-öğrenme süreçlerinin merkezinde günümüz kabullerine göre öğrenci vardır ancak öğreneni de süreci de şekillendiren öğretendir. Öğretenin, öğretim sürecindeki başarısı ise yeterlikleri ve yeterliklerine ilişkin algısı ile doğru orantılıdır. Öğretenin yeterliği söz konusu edildiğinde, eğitim öğretimin her türü ve aşamasında olduğu gibi, ikinci/yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde de öğretmenin/öğreticinin bazı bilgi alanlarına hâkimiyeti ve öğretmenlik gibi sorumluluğu yüksek bir mesleği yerine getirebilecek yeterliklere sahip olması gerekmektedir. Çalışma kapsamında bu yeterlikler ve bilgi alanları öğretmen/öğretici, ikinci dil/yabancı dil gibi kavramsal farklılıklara duyarlık gösterilerek açıklanmıştır.
Çalışma, öğreticilerin pedagojik yeterliğine ve öz yeterlik düzeyine yoğunlaştığından iki ayrı başlıkta hem nitel hem nicel veri toplanarak yakınsayan paralel karma yöntem desenlemesi ile veri toplanmış ve inceleme yapılmıştır. Söz konusu incelemeyi yapabilmek için alana özgü pedagojik yeterlik tanımlamaları ile yeterliği ve öz yeterliği ölçmek için yararlanılacak araçlar olmadığından amaca uygun araçlar geliştirilmiş ve veriler bu sayede toplanabilmiştir. İncelenen veriler SPSS 25.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Nitel veriler kendi doğasına uygun olarak analiz edildikten sonra dereceli puanlama anahtarı kullanılarak nicelleştirilmiş ve karşılaştırılabilir hâle getirilmiştir.
Gelecekte disiplinler hâlinde branşlaşma potansiyeli taşıyan Türkçe öğretimi alanına özgü bu tanımlamalar ve kavramlaştırmalar önemsenmiştir. Bu kavramlaştırmaların yanı sıra alanyazındaki yabancı, yabancılara Türkçe, yabancı dil olarak Türkçe gibi adlandırmalar da epistemolojik bir yaklaşımla irdelenmiştir.
İkinci/yabancı dil olarak Türkçe öğreticilerinin yeterlik ve öz yeterliklerine odaklanan çalışma kapsamında yapılan tarama sonucu ulusal ve uluslararası alanyazında konuyla ilgili üzerinde uzlaşma olan bazı durumlar tespit edilmiştir. Bunların başında öğreticiyi bilim uzmanından ayıran yeterlik alanının pedagoji olduğu ve yeterlik alanlarının ayrı ayrı değil bir arada ve bütünleyen yapıda ele alınması gerektiğidir. Yapılan araştırma neticesinde tespit edilen bir diğer bulgu ise öğretmen/öğretici eğitiminin sürekli olarak hizmet öncesi, hizmet içi, iş başında eğitim gibi alt başlıklara ayrılsa da hayat boyu öğrenme, sürekli gelişim yaklaşımı ile bütüncül bir yapıda planlanması gerektiğidir. Ana dili olarak Türkçe öğretmenlerinin yetiştirilmesinde bu konuda alınmış kayda değer bir mesafe varken ikinci/yabancı dil olarak Türkçe öğreticilerinin eğitiminde standartlaşma gibi henüz önemli eksiklikler olduğu tespit edilmiştir.
Toplanan veriler analiz edildiğinde ikinci dil olarak Türkçe öğreticileri ile yabancı dil olarak Türkçe öğreticilerinin öz yeterlik ve yeterlik puanları birbirine yakın çıkmıştır. Diğer taraftan, her iki grupta da yeterlik puanları algılanan öz yeterlik kadar yüksek değildir ve desteklenmesi gereken birçok yeterlik olduğu görülmüştür. Toplanan veriler göstermiştir ki her iki grupta da öğreticilerin yeterlik puanları özellikle alan bilgisinin kullanıldığı durumlarda yüksekken pedagojik yeterlikler söz konusu olduğunda puanlarda önemli oranda düşüşler görülmektedir.
Çalışma sonucunda, demografik bilgi formlarından elde edilen bilgilere göre, öğreticilerin %50’ye yakını, alanda, pedagoji eğitimi almadan çalışmaktadır ve Türkçenin yabancı dil olarak öğretimine yönelik bir sertifika programına katılmamıştır. Anlamlı bir fark oluşturmamakla birlikte pedagoji eğitimi alan kişilerin toplam puanları hem yeterlikte hem de öz yeterlikte daha yüksek çıkmıştır. Katılımcıların tam puana yakın düzeyde öz yeterlik algısına sahip oldukları ancak yeterliklerine bakıldığında alınan puanların görece düşük olduğu ve düşüşlerin alan bilgisinden çok pedagojik bilginin yoğun biçimde işletilmesi gereken maddelerde gerçekleştiği tespit edilmiştir. Çalışma kapsamında pedagojik yeterlikler üzerinde alana özgü çalışmalara yoğunlaşılıp çıktıların öğretici yetiştirme süreçlerine yansıtılması sayesinde öğretici yetiştiren programların ve sürecin standart bir yapıya kavuşturularak denetimli biçimde geliştirilebilir hâle getirilmesi gerektiği ve hâlihazırda çalışan öğreticilerin teknolojik pedagojik alan bilgisi (technological pedagogical content knowledge) ve yeterliklerini geliştirmeye yönelik desteklenmesinin faydalı olacağı tespit edilmiştir. | tr_TR |
dc.contributor.department | Türkiyat Araştırmaları | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2021-07-27T06:43:17Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |