dc.contributor.advisor | Okur, Fatma Visal | |
dc.contributor.author | Özkoçer, Cansu | |
dc.date.accessioned | 2021-07-26T08:36:35Z | |
dc.date.issued | 2021-03 | |
dc.date.submitted | 2021-03 | |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/25118 | |
dc.description.abstract | Fanconi anemia is the most common inherited bone marrow failure syndrome. Various
congenital abnormalities, endocrine disorders and malignancies can be seen in
patients. The only known curative treatment of bone marrow failure in patients is
hematopoietic stem cell transplantation. Hematopoietic stem cell transplantation has
many side effects in the short and long term. Especially the long-term effects of
transplantation decrease the quality of life of patients, and may cause various
morbidities and even mortality. In our study, we aimed to reveal the problems that
occur in the long-term follow-up of patients and to reveal follow-up methods to be
used in these patients. In our study, 36 patients with Fanconi anemia (F/M: 12/24,
mean age at diagnosis 9.9 ± 0.6 years) who were transplanted between 1995 and 2019
and at least one year after the transplant were included. The patients were transplanted
from an HLA fully compatible sibling (72%) or a HLA compatible non-sibling relative
(28%). There was no graft loss in any patients. The median follow-up period of the
patients was 7.8 years (range 1-25.4 years). 5 patients developed acute graft-versushost
disease and 3 patients developed chronic graft-versus-host disease. In the longterm
outpatient clinic follow-ups, the patients were evaluated by the relevant
departments and the findings were recorded. Short stature was detected in 58% of the
patients at the last follow-up visits. 6% of the patients were obese and 21% were
overweight. Insulin resistance was found in 23% of the evaluable patients,
dyslipidemia in 39%, and hypothyroidism in 11%. Hypertension developed in one
patient. Gonadal dysfunction was found in 35% of the patients. Moderate iron overload
developed in the liver in 2 patients who received frequent transfusions of blood
products before transplantation. At least one abnormality was found in 79% of the
patients in pulmonary function tests. Hearing loss was detected in 8 of 9 patients. Three
patients in total developed secondary malignancy in the long term after transplantation.
Malignancies were squamous cell cancer of the oral cavity, esophageal squamous cell
cancer and basal cell cancer. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Tıp Fakültesi | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.rights | Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 United States | * |
dc.rights.uri | http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/3.0/us/ | * |
dc.subject | Fanconi anemisi | tr_TR |
dc.subject | Kalıtsal kemik iliği yetmezliği sendromu | tr_TR |
dc.subject | Hematopoietik kök hücre nakli | tr_TR |
dc.subject | Geç etkiler | tr_TR |
dc.subject.lcsh | Hemik sistem. Lenfatik sistem | tr_TR |
dc.title | Fanconi Anemi Tanısı ile Hematopoietik Kök Hücre Nakli Yapılan Hastaların Uzun Dönem Takip Sonuçlarının Değerlendirilmesi | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/doctoralThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Fanconi anemisi en sık görülen kalıtsal kemik iliği yetmezliği sendromudur.
Hastalarda çeşitli doğumsal anormallikler, endokrin bozukluklar ve maligniteler
görülebilir. Hastalardaki kemik iliği yetmezliğinin bilinen tek küratif tedavisi
hematopoietik kök hücre naklidir. Hematopoietik kök hücre naklinin kısa ve uzun
dönemde pek çok yan etkisi mevcuttur. Özellikle naklin uzun dönem etkileri hastaların
hayat kalitesini düşürmekte, çeşitli morbiditelere ve hatta mortaliteye neden
olabilmektedir. Çalışmamızda hastaların uzun dönem takiplerinde gelişen sorunları
tespit etmeyi ve bu hastaların izleminde kullanılacak takip yöntemlerini belirlemeyi
amaçladık. 1995-2019 yılları arasında nakil yapılmış ve nakil sonrası en az bir yıl
geçmiş olan 36 Fanconi anemili hasta (K/E:12/24, tanı yaşı ortalaması 9,9 ± 0,6 yıl)
çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalara HLA tam uyumlu kardeş (%72) veya HLA
uyumlu kardeş dışı akrabadan (%28) nakil yapılmıştır. Hiçbir hastada greft kaybı
olmamıştır. Hastaların takip süresi ortanca değeri 7,8 yıldır (1-25,4 yıl). 5 hastada akut
graft-versus-host hastalığı, 3 hastada kronik graft-versus-host hastalığı gelişmiştir.
Uzun dönem poliklinik takiplerinde hastalar, ilgili bölümler tarafından
değerlendirilmiş, gerekli tanısal tetkikleri istenmiş ve bulgular kaydedilmiştir. Son
kontrollerinde hastaların %58’inde boy kısalığı saptanmıştır. Hastaların %6’sı obez,
%21’i fazla kilolu bulunmuştur. Değerlendirilebilen hastaların %23’ünde insülin
rezistansı, %39’unda dislipidemi, %11’inde hipotiroidizm saptanmıştır. Bir hastada
hipertansiyon geliştiği görülmüştür. Hastaların %35’inde gonadal disfonksiyon
saptanmıştır. Nakil öncesi sık kan ürünü transfüzyonu alan 2 hastada karaciğerde orta
derecede demir aşırı birikimi gelişmiştir. Solunum fonksiyon testlerinde hastaların
%79’unda en az bir anormallik saptanmıştır. İşitme testi yapılan 9 hastanın 8’inde
işitme kaybı tespit edilmiştir. Toplamda üç hastada nakil sonrası uzun dönemde ikincil
malignite geliştiği gözlenmiştir. Gelişen maligniteler ağız kavitesi kaynaklı yassı
hücreli kanser, özofagus yassı hücreli kanseri ve bazal hücreli kanserdir. Sonuç olarak,
nakil sonrasında gelişen geç etkiler primer hastalık ve/veya nakil ilişkili olabilmektedir
ve farklı organ ve sistemleri etkileyebilmektedir. Dolayısı ile morbiditenin önlenmesi
ve yasam kalitesinin yükseltilmesi için hastaların bütüncül bir yaklaşım ile nakil
sonrası uzun dönem takibinin yapılması çok önemlidir. Böylece gelişebilecek geç
etkilerin erken tanı ve tedavisinin sağlanması mümkün olacaktır. | tr_TR |
dc.contributor.department | Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2021-07-26T08:36:35Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |
dc.subtype | medicineThesis | tr_TR |