Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorHorata, Osman
dc.contributor.authorEt, Oğuzhan
dc.date.accessioned2021-07-02T08:57:03Z
dc.date.issued2021
dc.date.submitted2021-06-11
dc.identifier.citationEt, O. (2021). Klasik belâgatte mecaz ve mecazi anlatım. (Yüksek lisans tezi). Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.tr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/24990
dc.description.abstractThe existence of figurative expressions has been noticed in the Quran and hadiths, but it took centuries for the concept of trope to grow into a term. In this period, trope was seen as a stylistic feature peculiar to Arabic and was explained in a way to include literary arts based on indirect speech. The invention and classification in detail of the term trope were made by Abd al-Qâhir al-Jurjânî (d. 471/1078-79). Abû Ya'qûb al-Sekkâkî (d. 626/1229) systematized the subject of trope on the basis of the logic based on the views of al-Jurjânî. Hatîb al-Qazwînî (d. 739/1338), who followed Sekkâkî, examined the trope issue with a critical approach and gave it its final form. Sa'ad al-Dîn al-Taftâzânî (d. 792/1390) followed Qazwînî to a large extent. Since the trope has reached to maturity stage in Arabic literature, a new approach has not developed in Turkish literature. Turkish balagha writers remained attached to Arab literature and mostly followed Qazwînî. In the works written under the influence of the Western rhetoric after the Tanzimat Period, no significant novelty has seen except the Ta'lîm-i Edebiyyât of Recâîzâde. During this period, the writers remained on the classical balagha in trope. In classical Turkish literature, poets greatly benefited from tropes while creating imaginary depictions. The figures, which have an important function in the expression of emotions, were preferred over other types of tropes. In poems with high lyricism, the figurative expression has gained importance. Accordingly, poets mostly used figurative expression in ghazals, then in qasidas and masnavis. In this study, the views of the balagha writers in Arabic and Turkish literature on trope were examined chronologically and the framework drawn by the classical balagha on trope was tried to be determined. Based on the theoretical information provided by the balagha, the tropes and figurative expressions used in ghazals, qasidas, and masnavis selected from classical Turkish literature were examined.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectKlasik belâgattr_TR
dc.subjectKlasik Türk Edebiyatıtr_TR
dc.subjectMecazi anlatımtr_TR
dc.subjectEdebî sanatlartr_TR
dc.subjectMecaztr_TR
dc.subjectMecaz-ı Mürseltr_TR
dc.subjectİstiaretr_TR
dc.subject.lcshEdebiyat (Genel)tr_TR
dc.titleKlasik Belâgatte Mecaz ve Mecazi Anlatımtr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetKur’ân-ı Kerîm ve hadislerde mecazi ifadelerin varlığı fark edilmekle birlikte, mecaz kavramının terimleşmesi yüzyıllar almıştır. Bu süreçte mecaz, Arapçaya özgü bir üslup özelliği olarak görülmüş ve dolaylı anlatıma dayanan söz sanatlarını kapsayacak şekilde açıklanmıştır. Mecazın terimleşmesi ve detaylı tasnifi Abdülkâhir el-Cürcânî (ö. 471/1078-79) ile gerçekleşmiştir. Ebû Ya’kûb es-Sekkâkî (ö. 626/1229), mecaz konusunu, Cürcânî’nin görüşlerini esas alarak mantık ilmi etrafında sistemleştirmiştir. Sekkâkî’yi takip eden Hatîb el-Kazvînî (ö. 739/1338), mecaz meselesini eleştirel bir yaklaşımla ele almış ve son şeklini vermiştir. Sa’düddîn et-Taftâzânî (ö. 792/1390) ise bu konuda büyük oranda Kazvînî’ye bağlı kalmıştır. Mecaz konusu Arap edebiyatında olgunluğa ulaştığından Türk edebiyatında yeni bir yaklaşım geliştirilmemiştir. Türk belâgatçiler Arap edebiyatına bağlı kalmış ve çoğunlukla Kazvînî’yi takip etmiştir. Tanzimat Dönemi sonrasında Batı retoriğinin tesiriyle yazılan eserlerde de Recâîzâde’nin Ta’lîm-i Edebiyyât’ı dışında önemli bir yenilik görülmemiştir. Bu dönemde de yazarlar mecazda klasik belâgat çizgisinde kalmışlardır. Klasik Türk edebiyatında şairler hayalî tasvirler oluştururken mecazlardan çokça yararlanmıştır. Soyut duyguların dışavurumunda önemli işlevi olan istiareler, diğer mecaz türlerinden daha çok tercih edilmiştir. Lirizmin yüksek olduğu şiirlerde mecazi anlatım ağırlık kazanmıştır. Buna bağlı olarak şairler, mecazi anlatıma en çok gazelde, sonra kaside ve mesnevilerde başvurmuştur. Bu çalışmada, Arap ve Türk edebiyatında belagatçilerin mecazla ilgili görüşleri kronolojik olarak ele alınmış ve klasik belâgatin mecaz konusunda çizdiği çerçeve belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca belâgatin mecazla ilgili teorik bilgileri esas alınarak klasik Türk edebiyatından seçilen gazel, kaside ve mesnevilerde kullanılan mecazlar ve mecazi anlatım incelenmiştir.tr_TR
dc.contributor.departmentTürk Dili ve Edebiyatıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2021-07-02T08:57:03Z
dc.fundingTÜBİTAKtr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster