Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorHasçelik, Ayşe Gülşen
dc.contributor.authorKırca, Gökçe
dc.date.accessioned2021-03-11T10:49:39Z
dc.date.issued2021
dc.date.submitted2021-02-09
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/23539
dc.description.abstractHaemophilus influenzae is a gram-negative, cocobacilli or bacillus bacterium that can cause systemic and invasive infections. Serotyping of H.influenzae can be done conventionally by capsule-specific antisera or by polymerase chain reaction (PCR) via screening of genes encoding capsuleexpression. Studies have shown that conventional serotyping is less sensitive than molecular methods and cannot accurately identify non-typable H.influenzae (NTHi). In Turkey, the incidence of common serotypes and biotypes in H.influenzae infections has changed after the Hib vaccine, which has been included in the vaccine schedule in 2007, and invasive infections caused by NTHi have started to be defined. Isolated H. influenzae should be typed rapidly and accurately. In addition, β-lactamase activity and ampicillin resistance of this bacterium vary depending on serotype and biotype. Within the scope of our study, serotype and biotype distributions, antibiotic susceptibility and β-lactamase activities of H.influenzae strains isolated from clinical samples from Hacettepe University Hospitals Central Laboratories were investigated. In the light of the data obtained, the rate of serotyped H.influenzae and NTHi, biotyping and antibiotic susceptibilities of the strains isolated in our hospital were determined. In our study, NTHi (78.9%) was the most common serotype by conventional method, followed by Hi f (7.9%) and Hi e (5.6%). In molecular serotyping by NTHi (%66.9) was followed by Hi e (%15.1) and Hi b (6.8%). The correlation between the tests in serotyping was found to be 74.5%. The incidence of biotype III was the highest. Ampicillin resistance was found to be 25% and 44% of these isolates were BLNAR. In conclusion, it was observed that NTHi’s were increased in H. influenzae-related infections in adult patients, and the agreement rate between the conventional and molecular serotyping methods was moderate.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSağlık Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.rightsAttribution 3.0 United States*
dc.rights.urihttp://creativecommons.org/licenses/by/3.0/us/*
dc.subjecth.influenzaetr_TR
dc.subjectserotiplendirmetr_TR
dc.subjectbiyotiplendirmetr_TR
dc.subjectblnartr_TR
dc.subjectantibiyotik direncitr_TR
dc.subject.lcshMikrobiyolojitr_TR
dc.titleHaemophilus İnfluenzae'larda Tiplendirme Yöntemleri ve Önemitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetHaemophilus influenzae sistemik ve invaziv enfeksiyonlara neden olabilen gram negatif, kokobasil veya basil yapısında bir bakteridir. H.influenzae‘nın serotiplendirmesi konvansiyonel olarak kapsüle özgü antiserumlarla veya kapsül proteinlerini kodlayan genlerin polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) iletaranmasıyla yapılabilmektedir. Yapılan çalışmalar konvansiyonel serotiplendirmenin moleküler yöntemlere göre duyarlılığının daha az olduğunu ve tiplendirilemeyen H.influenzae’ları (NTHi) doğru tanımlayamadığını ortaya koymuştur. Ülkemizde 2007 yılında aşı takvimi kapsamına alınan Hib aşısından sonra H.influenzae enfeksiyonlarında etken yaygın serotip ve biyotiplerin insidansı değişmiş, daha çok NTHi’ın neden olduğu invaziv enfeksiyonlar tanımlanmaya başlamıştır. İzole edilen H.influenzae’ların hızlı ve doğru biçimde tiplendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca serotip ve biyotipe bağlı olarak, bu bakterinin β–laktamaz aktivitesi ve ampisilin direnci de çeşitlilik göstermektedir. Çalışmamız kapsamında; Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Merkez Laboratuvarına gelen klinik örneklerden izole edilen H.influenzae suşlarının serotip ve biyotip dağılımları, antibiyotik duyarlıklıkları ve β–laktamaz aktiviteleri araştırıldı. Elde edilen verilerin ışığında hastanemizdeki serotiplendirilen ve NTHi’nin oranı, biyotiplendirmesi ve antibiyotik duyarlılıkları belirlendi. Yaptığımız çalışmada konvansiyonel yöntemle NTHi (%78,9)nin en yaygın serotip olduğu, bunu Hif (%7,9) ve Hie (%5,6)’nin takip ettiği, moleküler serotiplendirmede ise %66,9 NTHi, %15,1 Hie ve %6,8 oranında Hib bulundu. Konvansiyonel ve moleküler testler arasındaki uyumun ise %74,5 olduğu gösterildi. Biyotip III görülme sıklığı en yüksek biyotip (%29,8) olarak belirlendi. Ampisilin direnci %25 olarak saptanırken, bu izolatların %44’ünün ß-laktamaz negatif ampisilin dirençli (BLNAR) olduğu ortaya kondu. Sonuç olarak erişkin hastalarda H. influenzae’ya bağlı enfeksiyonlarda NTHi’ların arttığı, serotiplendirmede testler arasındaki uyumun orta düzeyde olduğu gösterildi.tr_TR
dc.contributor.departmentTıbbi Mikrobiyolojitr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2021-03-11T10:49:39Z
dc.fundingBilimsel Araştırma Projeleri KBtr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster

info:eu-repo/semantics/openAccess
Aksi belirtilmediği sürece bu öğenin lisansı: info:eu-repo/semantics/openAccess