Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorErden Aki, Şahinde Özlem
dc.contributor.authorAğaoğlu, Esen
dc.date.accessioned2021-02-08T08:49:16Z
dc.date.issued2020-11-02
dc.date.submitted2020-11-06
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/23404
dc.description.abstractAgaoglu E. Could Late-Onset Depression Represent a Pre-clinical Stage of Alzheimer's Dementia? A Biomarker Study, Hacettepe University, Department of Psychiatry, Dissertation Thesis, Ankara, 2020. Dementia is a chronic, progressive syndrome with no treatment available, and the most common type related with age is the Alzheimer’s type dementia. With the advances in knowledge and technology in the recent years, the pathology of Alzheimer’s type dementia in the brain is now known to begin 20-30 years before the emergence of clinical symptoms. Alzheimer’s disease is a high burden for both the society and the caregivers; numerous studies are carried out to diagnose Alzheimer’s disease in the pre-clinical stages, especially before the neurodegeneration occurs. As suggested by the biomarker model of NIA-AA (the National Institute on Aging and Alzheimer’s Association) in 2010, Alzheimer’ disease progresses in a biphasic process. According to this model, in the first phase which has no neurodegeneration and clinical symptoms, biomarkers indicating the Amyloid β deposition are thought to become positive; while in the second phase biomarkers showing the neuronal injury and neurodegeneration become positive. In the light of these findings, new biomarkers are studied to detect the signs of the disease in the pre-clinical stage. The depressive disorders occuring for the first time in late adulthood (after 50-65 yo) are called as Late Onset Depression (LOD). Most of the LOD are accompanied by cognitive impairment. The cognitive impairment in LOD generally continues after the treatment of the depressive disorder, and most of the individuals with depression accompanied by cognitive impairment are found to develop dementia in longitudinal follow-ups. Upon these results LODs are thought to imply a pre-dementia clinical condition. With the new developments in the era of dementia diagnosis, studies exploring the relation of LOD and Alzheimer’s disease using biomarkers have begun to be recruited. In this study we aimed to explore by various biomarkers whether LOD may represent a pre-clinical stage of Alzheimer’s disease. Twentytwo elderly outpatients diagnosed with LOD and 14 patients with a diagnosis of dementia of Alzheimer’s type followedup at Hacettepe University Psychiatry outpatient clinic were included in the study; detailed clinical examination and neuropsychological evaluation, plasma biomarkers and saliva biomarkers comprised of AB42, AB42/AB40 ratio, p-tau and t-tau measurements, structural neuroimaging (MRG) and molecular imaging (FDG-PET) were done in both groups. In a subset of LOD patients (n=8) a hypometabolism pattern and neuropsychological pattern compatible with Alzheimer’s type dementia were found, but no statistically significant difference was found for plasma and saliva Aβ1-40, Aβ1-42, total tau and p tau measures between LOD and AD groups. In the light of these findings, it could be concluded that a subset of LOD patients could be representing an early stage of Alzheimer’s disease; future studies with larger samples and investigating the longitudinal course of LOD patients would be helpful for solving the problem.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectGeç Başlangıçlı Depresyontr_TR
dc.subjectAlzheimer hastalığıtr_TR
dc.subjectbiyobelirteçtr_TR
dc.subject.lcshPsikiyatritr_TR
dc.titleGEÇ BAŞLANGIÇLI DEPRESYON ALZHEİMER DEMANSI ÖNCÜLÜ OLABİLİR Mİ? BİR BİYOBELİRTEÇ ÇALIŞMASItr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetAğaoğlu E. Geç Başlangıçlı Depresyon Alzheimer Demansı Öncülü Olabilir mi? Bir Biyobelirteç Çalışması, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Uzmanlık Tezi, Ankara, 2020. Alzheimer Hastalığı (AH) ile ilişkili beyindeki patoloji hastalığın klinik belirtilerinin ortaya çıkmasından yaklaşık 30 yıl önce oluşmaya başlamaktadır. Topluma ve tek tek bireylere maliyeti yüksek olan, önemli bir bakım yüküne yol açan AH’nin kökten tedavisinin bulunması amacıyla pre-klinik evrelerde tanınmasına, özellikle henüz beyin hasarı ortaya çıkmadan önceki evrelerinde tanınmasına yönelik önemli çalışmalar yapılmaktadır. 2010 yılında önerilen biyobelirteç modeline göre AH süreci bifazik bir şekilde ilerlemektedir, ilk fazda amiloid β depolanmasını gösteren biyobelirteçler, ikinci fazda ise nöron hasarının ve nörodejenerasyonun göstergesi olan biyobelirteçler pozitif olmaktadır. Bu yeni bulgular ışığında hastalığı klinik öncesi evrede iken saptamak için biyobelirteçler geliştirilmeye başlanmış, bu alandaki çalışmalar hız kazanmıştır. İlk kez belli bir yaş (50-65) üzerinde başlayan depresyon Geç Başlangıçlı Depresyon (GBD) olarak adlandırılmaktadır. GBD’lerin bir kısmında bilişsel bozulmanın eşlik ettiği, bu bilişsel bozulmanın, çoğunlukla GBD tedavi edildikten sonra da devam ettiği, bilişsel bozulmanın eşlik ettiği depresyon tablolarının uzun vadeli izleminde bu kişilerin çoğunluğunun demans geliştirdiği görülmektedir. Bu bulgulardan yola çıkılarak ve uzunlamasına izlem çalışmaları yoluyla, bilişsel bozulmanın eşlik ettiği GBD’ların demans öncülü bir klinik durum olduğu düşünülmüştür. Bu araştırmada GBD’nin AD öncülü bir durum olup olmadığının AH hastalığı ile ilgili biyobelirteçler ile araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmaya DSM-IV tanı ölçütlerine göre: ilk kez 55 yaşından sonra depresyon tanısı alan 22 katılımcı ve AD tanısı ile izlenen veya izlemde AD tanısı alan 14 katılımcı alınmıştır. Araştırmamızda GBD’nin AH öncülü olma ihtimali klinik bulgular, nöropsikolojik değerlendirme, plazma Aβ142, Aβ1-40, Aβ1-42/Aβ-40 oranları, p-tau ve t-tau düzeyleri olmak üzere plazma biyobelirteçleri, tükürükte aynı biyobelirteçlerin ölçümü, yapısal görüntüleme biyobelirteci (MR görüntüleme) ve moleküler görüntüleme biyobelirteci (FDG-PET) yardımı ile incelenmiştir. Araştırma ile GBD tanısı alan kişilerin bir kısmında AD ile uyumlu hipometabolizma ve nöropsikolojik test performanslarında bozukluk olduğu gösterilmiş, plazma ve tükürükte ölçülen Aβ1-40, Aβ1-42, total tau ve p tau düzeyleri yönünden GBD ve AD grupları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmamıştır. Bu bulgular doğrultusunda GBD tanılı kişilerin en azından bir kısmının AD’nin erken evrelerini yansıttığı ancak bulguların netleşmesi için uzunlamasına izlem yoluyla ve daha geniş örneklemlerle benzer çalışmaların yapılması gerektiği söylenebilir.tr_TR
dc.contributor.departmentRuh Sağlığı ve Hastalıklarıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2021-02-08T08:49:16Z
dc.fundingBilimsel Araştırma Projeleri KBtr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster