Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorErbaş, Tomris
dc.contributor.authorFırlatan, Busra
dc.date.accessioned2021-02-08T08:33:37Z
dc.date.issued2020
dc.date.submitted2020-07-08
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/23389
dc.description.abstractIn systemic diseases, early recognition of dysfunctions related to cardiovascular complications is important. The aim of the current study was to assess the relationship of four-dimensional echocardiographic measurements with asprosin, GDF-15 levels and epicardial fat thickness in patients with acromegaly and prolactinoma. The study included 41 acromegaly, 29 prolactinoma patients and 33 healthy control subjects. Anthropometric, biochemical and echocardiographic measurements were performed in all participants. The Framingham cardiovascular risk score (FS) was highest in patients with acromegaly (p=0.004). In two-dimensional echocardiographic assessment; the left ventricular ejection fraction was lower in acromegaly [63% (63- 65)] and prolactinoma [%63 (60-65)] patients compared to the healthy controls [66% (63-68)](p=0.003). In both acromegaly and prolactinoma groups; global longitudinal strain, global circumferential strain, global areal strain, and global radial strain measurements identified by four-dimensional echocardiography were lower than the control group (Acromegaly: p = 0.007, p = 0.008, p = 0.015, p = 0.008; prolactinoma: p = 0.033, p = 0.019 , p = 0.030, p = 0.025, respectively). There was no significant difference between the groups related to epicardial fat thickness. Plasma asprosin concentration in the prolactinoma group [2.4 ng/mL (0.0-9.7)] was significantly lower than the concentration in both the acromegaly group [6.8 ng/mL (2.6-9.9)] and the control group [10.2 ng/mL (2.3-18.0)](p=0.022, p=0.006, respectively). In study population, the plasma asprosin level is independently associated with age. Plasma GDF-15 concentration was lower in prolactinoma group [262.2 pg/mL (169.3-336.1)] than in the acromegaly [332.5 pg/mL (257.4-438.8)] and control groups [331.3 pg/mL (233.6-428.9)](p=0.008, p=0.047, respectively). In both patient groups, the plasma GDF-15 level was independently positively related to the FS. In conclusion, there is a subclinical systolic dysfunction identified by strain echocardiography in patients with acromegaly and prolactinoma, and GDF-15 can be used as a biomarker to predict cardiovascular risk in these patient groups. Keywords: Strain echocardiography, acromegaly, prolactinoma, asprosin, GDF-15tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess*
dc.subjectStrain ekokardiyografitr_TR
dc.subjectAkromegalitr_TR
dc.subjectProlaktinomatr_TR
dc.subjectAsprosintr_TR
dc.subjectGDF-15tr_TR
dc.subject.lcshEndokrin sistemitr_TR
dc.titleAkromegali ve Prolaktinoma Tanılı Hastalarda Kardiyak Steatozis, Kardiyovasküler Risk ve İlişkili Biyomarkerlartr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetSistemik hastalıklarda, kardiyovasküler komplikasyonlara bağlı işlev bozukluklarının erken dönemde tanınması önemlidir. Bu çalışmada; akromegali ve prolaktinoma hastalarında, dört boyutlu ekokardiyografik ölçümlerin, kardiyovasküler riski öngörebilecek asprosin, GDF-15 düzeyleri ve epikardiyal yağ kalınlığı ile ilişkileri araştırılmıştır. Çalışmaya 41 akromegali, 29 prolaktinoma ve kontrol grubu olarak 33 birey dahil edilmiştir. Tüm katılımcılar antropometrik, biyokimyasal ve ekokardiyografik ölçümler ile değerlendirilmiştir. Framingham kardiyovasküler risk skorunun; akromegali hastalarında, prolaktinoma ve kontrol grubundan daha yüksek olduğu görülmüştür (p=0.004). İki boyutlu ekokardiyografide; sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu, akromegali [%63 (63-65)] ve prolaktinoma [%63 (60-65)] hastalarında kontrol grubuna [%66 (63-68)] kıyasla daha düşük saptanmıştır (p=0.003). Her iki hasta grubunda; global longitudinal strain, global sirkümferansiyel strain, global areal strain ve global radyal strain ölçümleri kontrol grubundan daha düşük bulunmuştur (sırasıyla akromegali: p=0.007, p=0.008, p=0.015, p=0.008; prolaktinoma: p=0.033, p=0.019, p=0.030, p=0.025). Epikardiyal yağ kalınlığı açısından gruplar arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Asprosin düzeyleri; prolaktinoma grubunda [2.4 ng/mL (0.0-9.7)], akromegali [6.8 ng/mL (2.6-9.9)] ve kontrol grubundan [10.2 ng/mL (2.3-18.0)] daha düşük bulunmuştur (sırasıyla p=0.022 ve p=0.006). Asprosin düzeyi ile yaş arasında bağımsız bir ilişki olduğu gösterilmiştir (p<0.001). GDF-15 düzeyleri; prolaktinoma grubunda [262.2 pg/mL (169.3-336.1)], akromegali [332.5 pg/mL (257.4-438.8)] ve kontrol grubundan [331.3 pg/mL (233.6-428.9)] daha düşük saptanmıştır (sırasıyla p=0.008 ve p=0.047). GDF-15 düzeyini etkileyen bağımsız faktörler incelendiğinde; her iki hasta grubunda, Framingham kardiyovasküler risk skoru ile istatistiksel anlamlı ilişki saptanmıştır (her iki analiz için p<0.001). Bu çalışmada; akromegali ve prolaktinoma hastalarında subklinik sistolik disfonksiyon olduğu ve GDF-15’in bu hasta gruplarında kardiyovasküler riski öngörmede bir biyomarker olarak kullanılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.tr_TR
dc.contributor.departmentİç Hastalıklarıtr_TR
dc.embargo.terms2 yiltr_TR
dc.embargo.lift2023-02-10T08:33:37Z
dc.fundingBilimsel Araştırma Projeleri KBtr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster