Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorÖzkan, Yasemin
dc.contributor.authorDoğan, Beyhan
dc.date.accessioned2020-10-02T07:30:06Z
dc.date.issued2020
dc.date.submitted2020-08-13
dc.identifier.citationApa 6tr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/22857
dc.description.abstractThis research addresses the experiences of Turkish foster families, who migrated to Germany as workforce in the 1960s. The data obtained in the study are titled under three categories: The foster family, institution, the child taken under protection and his/her biological family. The study aims to bring the history and the legal foundations of the German child protection system and the phenomenon of foster family to the Turkish literature. Sixteen foster families and two civilian contractors serving in the field of foster families in the states of Berlin and North Rhine-Westphalia were included in the study, and qualitative data were obtained through in-depth interviews. The research findings indicate that the biggest reason for immigrant families to choose the tough experience of fostering is the desire to help people. The desire to protect religious and national identity is the second main motivation for families to be included in this system. The research shows the importance of multicultural practices in this model. It also reveals that taking into account such important concepts as migration, culture, identity and belonging, which are mostly associated with macro aspect of social work, creates positive changes in secure attachment, healthy personality development, and the formation of a sense of belonging in mezzo and micro level. The importance of the study is based on the fact that it reveals the main reason of the “fear and insecurity” perceptions of the immigrant families about Youth Offices. In addition, it has been observed that the opinions of the majority of Turkish foster families about Youth Offices are positive. According to these families, negative prejudices of Turkish families about Youth Offices stem from rumors. The data obtained from the interviewees reveal that Youth Offices generally aim to protect the best interests of the immigrant children while taking them under protection. However, it is also among the common views of the participants that some negative attitudes of the staff cannot be attributed to the entire institution. Although foster families generally get positive reactions from Turkish people, most Turkish families who are not foster families cannot dare to undertake this challenging task. Considering the differences of people from Turkey living in Germany, it seems that religious factors are important in not choosing to be a foster family.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectAlman çocuk koruma sistemi
dc.subjectKoruyucu aile modeli
dc.subjectAlmanya‟da Türkiyeli koruyucu aile olmak
dc.subjectKültür
dc.subjectKimlik
dc.subject.lcshH- Sosyal bilimlertr_TR
dc.titleAlman Çocuk Koruma Sisteminde Türkiyeli Ailelerin Kültür ve Göç Bağlamında Koruyucu Aile Olma Deneyimitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetBu araştırmada, 1960’lı yıllarda iş gücü kapsamında Almanya’ya göç eden işçilerden koruyucu aile olan Türkiyeli ailelerin deneyimleri ele alınmaktadır. Çalışmada elde edilen veriler üç başlık altında toplanmıştır. Koruyucu aile, Kurum, Koruma altına alınan çocuk ve çocuğun biyolojik ailesi. Çalışma, Alman çocuk koruma sisteminin ve koruyucu aile olgusunun tarihçesini ve yasal dayanaklarını Türkçe literatüre kazandırmayı hedeflemektedir. Berlin ve Kuzey Renvestfalya eyaletlerinde 16 koruyucu aile ve koruyucu aile alanında hizmet veren iki sivil yüklenici araştırma kapsamına alınmış olup derinlemesine görüşme yöntemi ile nitel veriler elde edilmiştir. Araştırma verileri, koruyucu ailelerin göçmen olarak yaşadıkları bir ülkede, meşakkatli bir deneyim olan koruyucu aile olmayı tercih etmelerinde en büyük etkenin insanlara yardımcı olma isteği olduğunu ortaya koymaktadır. Dini ve milli kimliğe sahip çıkma arzusu, ailelerin bu sisteme dahil olmalarında ikinci temel motivasyon olmuştur. Araştırma, çok kültürlü uygulamaların bu modeldeki önemini ortaya çıkarmıştır. Göç, kültür, kimlik, aidiyet gibi sosyal hizmetin daha çok makro yönüne vurgu yapan önemli unsurların dikkate alınmasının güvenli bağlanma, sağlıklı kişilik gelişimi, aidiyet duygusunun oluşumu gibi mezzo ve mikro düzeyde olumlu değişimler yarattığını göstermiştir. Araştırmanın önemi göçmen kökenli ailelerin Gençlik Daireleri ile ilgili “korku ve güvensizlik” algılarının temel nedenini ortaya çıkarmaya dayanmaktadır. Ailelerin deneyimlerine göre Türkiyeli ailelerin Gençlik Daireleri ile ilgili olumsuz ön yargıları bu kurum hakkındaki duyumlardan kaynaklanmaktadır. Ayrıca Türkiyeli koruyucu ailelerin çoğunun Gençlik Daireleri ile ilgili görüşlerinin daha çok olumlu olduğu gözlemlenmiştir. Görüşmecilerden elde edilen veriler, Gençlik Dairelerinin göçmen kökenli çocukları koruma altına alırken genellikle çocuğun yüksek yararını baz aldığını ortaya çıkarmıştır. Bununla beraber kurumlarda çalışan bazı görevlilerin münferit tavırlarının kurumun tamamına atfedilemeyeceği de katılımcılarca dile getirilmiştir. Türkiyeli göçmenler arasında koruyucu aileler genel olarak olumlu tepki ile karşılaşsa da koruyucu aile olmayan çoğu Türkiyeli ailenin bu zorlu durumu göze alamadığı müşahede edilmiştir. Almanya’da yaşayan Türkiyelilerin farklılıkları da göz önünde bulundurulduğunda dini unsurların, koruyucu aile olmayı tercih etmemede önemli olduğu gözlemlenmiştir.tr_TR
dc.contributor.departmentSosyal Hizmettr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2020-10-02T07:30:06Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster