dc.contributor.advisor | Türkyilmaz, Çetin | tr_TR |
dc.contributor.author | Taşkın, Fahrettin | tr_TR |
dc.date.accessioned | 2015-10-14T12:58:26Z | |
dc.date.available | 2015-10-14T12:58:26Z | |
dc.date.issued | 2013 | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/1235 | |
dc.description.abstract | Philosophy has always interested in human being. However, it can be said that almost no philosophical discipline put human being into the focus of systematic thinking as much asexistentialism. Thinkers described as existentialist, have genereally appealed to the phenomenology which Husserl precisely, clearly, unmediatedly established, in order toinvestigate the existence of human being which signifies his "essence".According to Husserl phenomena reveal their essences; so the problem is how their essences are intuited, in other words how these essences are established in consciousness. The answer of this question is that which Husserl attempted to "establish" all over his life, phenomenology as an"abolute science". This should be said that, according to Husserl, even if phenomena reveal their essences, essences cannot be consumed and therefore description is infinite.Heidegger and Sartre who are described as existentialists thought that human being is not an existent like th | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.subject | Phenomenology | us_US |
dc.subject | Fenomenoloji | tr_TR |
dc.subject | existentialism | us_US |
dc.subject | varoluşçuluk | tr_TR |
dc.subject | being | us_US |
dc.subject | varlık | tr_TR |
dc.subject | phenomenon | us_US |
dc.subject | fenomen | tr_TR |
dc.title | Varoluşçuluğun Fenomenolojiyle Temellendirilmesi Üzerine | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.callno | 2013/534 | tr_TR |
dc.contributor.departmentold | Felsefe | tr_TR |
dc.description.ozet | İnsan her zaman felsefenin içinde yer almıştır. Ancak neredeyse hiçbir felsefi disiplininin varoluşçuluk kadar insanı sistematik olarak düşünmenin odağına yerleştirmediği söylenebilir.Varoluşçu diye nitelenen düşünürler, Husserl'in kesin, apaçık, aracısız olarak özlere varmakamacıyla kurduğu fenomenolojiyi, daha çok insanın "özüne" işaret eden varoluşunun soruşturulması amacıyla başvurmuşlardır.Husserl'e göre fenomenler, özlerini ifşa ederler; öyleyse sorun onların özlerinin nasıl görülenebileceği, daha doğrusu özlerin bilinçte nasıl kurulduğudur. Bunun cevabını ise, Husserl hayatı boyunca 'kurmaya' çalıştığı 'kesin bir bilim' olan fenomenolojiyle vermeye çalışmıştır.Şunu da söylemek gerekir ki, Husserl'e göre fenomenler özlerini ifşa ediyorlarsa da, özlertüketilemezdir ve bu bakımdan betimleme sonsuzdur.Varoluşçu diye nitelenen Heidegger ve Sartre, insanın diğer varolanlar türünden bir varolan olmadığını, bu bakımdan özünün görülenmesinin daha farklı bir soruşturma gerek | tr_TR |