dc.contributor.advisor | Özdemir, Ali Murat | |
dc.contributor.author | Yiğit Kendirci, Merve | |
dc.date.accessioned | 2023-01-19T07:58:51Z | |
dc.date.issued | 2023 | |
dc.date.submitted | 2022-12 | |
dc.identifier.citation | APA | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/29201 | |
dc.description.abstract | The fact that capitalist production relations have become determined, has created a fundamental break with the pre-capitalist social relations and led to the capitalist organization of the state and shaping of its functions in the context of the reproduction of capitalism. Citizenship emerged in this historical process, in which the capitalist mode of production dominated and the state was organized in the form of a capitalist state. The capitalist state power, which has been cleansed of its feudal elements, has been legitimized by being accepted as belonging to the citizens’ society. In this context, in order to maintain its legitimacy, the state has to ensure and reproduce social unity based on common belongings, values and discourses that hold the citizens together. However, the conditions of the capitalist mode of production acquire different contents in different periods, historical conditions and depending on the structure of social relations.
The conceptual and institutional content of citizenship has also transformed due to the transformation of the regimes of accumulation. While citizenship was decribed with concepts of the non-market mediated social relations from the late 18th century to the 1970s, it has defined in the context of market-mediated relations since 1970s. The reflection of this transformation in legal orders is the regulation of investment based citizenship. This regulation emerged in 1970s, but has become widespread in Turkey and around the world in consequence of the 2008 crisis. The definition of citizenship in the context of market-mediated relations, in other words, its commodification, means that there is no social unity that can reproduce the capitalist mode of production, and leads to a extinction of the possibilities of ensuring the fundamental functions of the state. This may lead to a weakening of the legitimacy of the state and an inevitable crisis of the capitalist mode of production. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | Yurttaşlık | tr_TR |
dc.subject | Kapitalist Üretim Tarzı | tr_TR |
dc.subject | Neoliberalizm | tr_TR |
dc.subject | Metalaşma | tr_TR |
dc.subject | Metalaşma | tr_TR |
dc.subject | Vatandaşlık Hukuku | tr_TR |
dc.subject | Yatırım Vatandaşlığı | tr_TR |
dc.subject.lcsh | K- Hukuk | tr_TR |
dc.title | Yurttaşlık Söyleminin Dönüşüm ve Metalaşması Sürecinde Vatandaşlığın Kazanılması | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Kapitalist üretim ilişkilerinin belirleyici hale gelmesi, kapitalizm öncesi toplumsal ilişkiler sisteminden köklü bir kopuş yaratmış, devletin kapitalist örgütlenmesine ve işlevlerinin kapitalizmin yeniden üretilmesi bağlamında içerik edinmesine yol açmıştır. Yurttaşlık, kapitalist üretim tarzının hâkim olduğu ve devletin kapitalist devlet biçiminde örgütlendiği bu tarihsel süreç içinde ortaya çıkmıştır. Feodal unsurlarından arındırılan kapitalist devlet iktidarı, yurttaşlar toplumuna ait kabul edilmek suretiyle meşrulaştırılmıştır. Bu bağlamda devlet iktidarı, meşruiyetini sürdürmek üzere, yurttaşlar topluluğunu bir arada tutan ortak aidiyetlere, değerlere ve söylemlere dayanan bir toplumsal bütünlüğü sağlamak ve yeniden üretmek durumundadır. Ancak kapitalist üretim tarzının koşulları, toplumsal ilişkilerin yapısına ve özgül tarihsel koşullara bağlı olarak, farklı dönemlerde farklı içerikler edinirler.
Sermaye birikiminin değişen koşulları, birikim rejimlerinin ve devletin bununla uyumlu kurumsal yapılarının ve işlevlerinin dönüşümüne yol açar. Yurttaşlığın kavramsal ve kurumsal içeriği de birikim rejimlerindeki dönüşüme bağlı olarak dönüşmüştür. 18. yüzyıl sonlarından 1970’li yıllara değin, yurttaşlık piyasa-dışı toplumsal ilişkiler alanına özgü kavramlarla tanımlanırken; 1970’li yıllardan itibaren piyasa dolayımlı ilişkiler alanına özgü bir içerikle tanımlanmaya başlamıştır. Bu dönüşümün hukuki düzenleniş biçimi, yatırıma dayalı vatandaşlığın kazanılmasının vatandaşlık hukuku mevzuatına eklenmesidir. Bu düzenleme, 1970’li yıllarda ortaya çıkmış ancak 2008 krizinin etkilerine bağlı olarak Türkiye’de ve dünya genelinde yaygınlaşmıştır. Belirli parasal değerdeki yatırımlar veya vasıflı emek gücünün ülke içinde tutulması karşılığında vatandaşlık hakkının tanınması, yurttaşlar toplumunu bir arada tutan ortak aidiyetlerin ve değerlerin veya söylemlerin aşınmasına yol açmıştır. Yurttaşlığın alım-satım ilişkileri alanında tanımlanması, diğer bir ifadeyle metalaşması, kapitalist üretim tarzını yeniden üretebilecek bir toplumsal bütünlüğün kalmaması, devletin temel işlevini sağlamasının imkânlarının esaslı bir biçimde ortadan kalkması anlamına gelir. Böyle bir sonuç, kapitalist devletin meşruiyet dayanaklarının zayıflamasına ve daha temelde kapitalist üretim tarzına özgü çelişkilerin önlemez krizine sebep olacaktır. | tr_TR |
dc.contributor.department | Kamu Hukuku | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2023-01-19T07:58:51Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |