dc.contributor.advisor | Tozman, Önder | |
dc.contributor.author | Demirdöven, Seren | |
dc.date.accessioned | 2020-08-14T07:59:24Z | |
dc.date.issued | 2020 | |
dc.date.submitted | 2020-07-03 | |
dc.identifier.citation | Demirdöven, S. (2020). Hükümlü veya Tutuklunun Hak Kullanımının ve Beslenmesinin Engellenmesi Suçları (TCK m. 298). Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara. | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/22560 | |
dc.description.abstract | Fundamental rights arise from being human, and the rights and freedoms of detainees and convicts cannot be interfered with, except to the extent that it is required for the restriction of freedom. Under most
circumstances, detainees and convicts can access their rights only if such rights are directly provided by the state, and due to the limitation of their freedom, their legal status, their institutions and circumstances, such persons are open to the violation of their rights. Thus, first, their rights and freedoms must be provided, and then the existence of legal protection mechanisms must be ensured.
The study focuses on the crimes of restricting use of rights and supply of food under Article 298 of Turkish
Criminal Code, which will be examined first from the perspective of the rights of detainees and convicts
protected by the relevant crimes, and then with respect to the elements of the relevant crime types. The
hunger strike practice that relates to this crime type will be further considered in conjunction with the
relevant crime type under a separate section, and evaluated within the scope of the legal aspects of the
hunger strike practice of convicts and detainees and intervention with hunger strike, in comparison to the
relevant rights and freedoms of free individuals.
It is important to provide the rights of detainees and convicts both by law and in practice. Accordingly, the
establishment of a type of crime for the protection of the rights of detainees and convicts under the Turkish
Criminal Code is a result of this importance and necessity. As a result of the study, it is concluded that,
detainees and convicts have been granted restricted rights and freedoms in relation to consent to treatment, in comparison to free individuals, in particular with respect to involuntary intervention in the case of hunger strike. In this regard, the fact that detainees and convicts are under the protection of the state, as well as the fact that their freedoms are restricted as per the power of the state, leads to a difference in legislation regarding the mandatory preservation of their lives. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | Tutuklu | tr_TR |
dc.subject | Hükümlü | tr_TR |
dc.subject | Temel haklar | tr_TR |
dc.subject | Açlık grevi | tr_TR |
dc.subject | Tıbbi müdahale | tr_TR |
dc.subject.lcsh | Türk hukuku | tr_TR |
dc.title | Hükümlü veya Tutuklunun Hak Kullanımının ve Beslenmesinin Engellenmesi Suçları (TCK m. 298) | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Temel haklar insan olmaktan kaynaklanmakta olup, özgürlüğün kısıtlanmasının mecburi kıldığı ölçüde
sınırlandırmanın haricinde, tutuklu veya hükümlünün hak ve özgürlüklerine müdahale edilememektedir.
Tutuklu ve hükümlülerin, haklarına ulaşabilmesi çoğu koşulda devletin hakları doğrudan sağlamasıyla
mümkün olup, kişilerin özgürlüğünün kısıtlı olması, hukuki statüleri, bulundukları kurum ve şartlar
sebebiyle tutuklu ve hükümlü hak ihlaline açık bulunmaktadır. Bu sebeple, öncelikle hak ve özgürlüklerin
sağlanması, ardından hukuki koruma mekanizmalarının mevcudiyeti önem arz etmektedir.
Çalışmanın konusu Türk Ceza Kanunu’nun 298. maddesinde yer alan ‘Hak kullanımını ve beslenmeyi
engelleme suçları’ olup, çalışmada öncelikle tutuklu ve hükümlülerin ilgili suçlar kapsamında korunan
hakları, ardından ilgili suç tipleri unsurları bakımından incelenmektedir. İlgili suç tipinin işaret ettiği açlık
grevi uygulaması da suç tipiyle ilişkili olarak ayrı bir bölüm altında incelenmekte olup, tutuklu ve hükümlünün açlık grevi uygulaması ve açlık grevine müdahale hukuki boyutuyla, özgür bireylerin sahip
olduğu ilgili hak ve özgürlükler ile karşılaştırılarak değerlendirilmektedir.
Tutuklu ve hükümlülerin haklarının öncelikle hem kanunen hem pratikte sağlanması önem arz etmektedir.
Buna göre TCK’da tutuklu ve hükümlülerin haklarının korunmasına yönelik olarak ayrıca suç tipinin
yaratılması bu önem ve gerekliliğin bir sonucudur. Çalışma nihayetinde varılan sonuca göre, özellikle açlık
grevine zorunlu müdahale hususunda, tedaviye rızaya ilişkin olarak tutuklu ve hükümlülere özgür
bireylerden farklı olarak kısıtlı hak ve özgürlük alanı yaratıldığı görülmektedir. Bu bağlamda tutuklu ve
hükümlü kişilerin devlet koruması altında olmasının yanı sıra, devlet iktidarının gereği özgürlüklerinin
kısıtlı bulunması da, zorunlu olarak yaşatılmalarına ilişkin olarak mevzuatta farklılığa yol açmaktadır. | tr_TR |
dc.contributor.department | Kamu Hukuku | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2020-08-14T07:59:24Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |