Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorÖz, Şerife Gül
dc.contributor.authorTopel, Musa
dc.date.accessioned2020-01-17T07:38:09Z
dc.date.issued2019
dc.date.submitted2019-06-26
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/21746
dc.description.abstractBurnout syndrome; is a psychosocial phenomenon that develops in employees against the intense stress situation in the workplace, especially seen in occupations working in face to face with people. It has been shown in many studies that the rate of development of burnout syndrome is high in healthcare workers, especially in occupational groups such as nurses and doctors. Job satisfaction is one of the most important factors that have positive reinforcing properties against burnout. The aim of this study is to compare the burnout levels of residents working in various fields of specialty under the departments of Medical and Surgical Sciences Divisions in Hacettepe University Hospitals and to show the relationship of burnout with job satisfaction. The research was carried out between the dates of 11/2018 - 04/2019 in Hacettepe University Adult and Oncology Hospital, 206 residents were included. As data collection forms; “Sociodemographic Data Form” consisting of 18 questions, “Maslach Burnout Inventory” for measuring sub-dimensions of burnout syndrome, and “Minnesota Job Satisfaction Scale” for job satisfaction were used. The mean age of the residents included in the study was 27,92 ± 2,72 years and 48,50% were female and 51,50% were male. 61,20% of the participants were Medical sciences residents and 38.80% were surgical sciences residents. High level of emotional exhaustion, moderate level of depersonalization, high level of personal achievement were found in the residents, 19,35, 8,71, 13,75 respectively. Minnesota Job Satisfaction Scale average overall satisfaction score was found to be 60,80. When the burnout levels of internal and surgical sciences groups were compared; there was a higher level of depersonalization in surgical sciences (9,48 vs. 8,22, p<0,05), and no significant difference in the other two sub-dimensions and job satisfaction. Higher emotional exhaustion and depersonalization levels were found in those who worked for more than 9 hours a day (20,31 vs. 14,97 and 9,21 vs. 6,43 both p<0,05), those who had night shifts (19,94 vs. 15,60 and 9,83 vs. 6,23 both p<0,05), who did not want to continue their occupation (23,84 vs. 17,19 and 10,67 vs. 7,76 both p<0,05), and who smoked (22,00 vs. 18,50 and 10,28 vs. 8,21 both p<0,05) and used alcohol. In this study, a statistically significant moderate negative relationship between emotional exhaustion score and general satisfaction score, a moderate negative relationship between depersonalization score and general satisfaction score, and a moderate negative relationship between personal achievement score and general satisfaction score was obtained. As a result; in our study, burnout syndrome was found to be high in all research assistants and long-working hours-night shifts-smoking-alcohol use were associated with burnout. Job satisfaction has been shown to have a negative relationship with burnout. In order to make more general comments about burnout, multicenter studies should be conducted with a wider range of sampling size.tr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectTükenmişliktr_TR
dc.subjectİş doyumu
dc.subjectAraştırma görevlisi
dc.subjectHekim
dc.subjectSağlık hizmeti
dc.subject.lcshKonu Başlıkları Listesi::Tıptr_TR
dc.titleDahili ve Cerrahi Bilimler Araştırma Görevlilerinde Tükenmişlik Sendromu Oranlarının Karşılaştırılması ve İşyeri Doyumuyla Olan İlişkisinin Gösterilmesitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetTükenmişlik sendromu; özellikle insanlarla yüz yüze çalışılan mesleklerde görülen, iş yerinde maruz kalınan yoğun stres durumuna karşı çalışanlarda gelişen psikososyal bir fenomendir. Sağlık çalışanlarında, özellikle hemşireler-doktorlar gibi meslek gruplarında tükenmişlik sendromu gelişme oranlarının yüksek olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Tükenmişliğe karşı olumlu pekiştiricilik özelliği olan en önemli etkenlerden biri de iş doyumudur. Bu çalışmada amaç; Hacettepe Üniversitesi Hastanelerinde dahili ve cerrahi bilimler bölümleri altında çeşitli uzmanlık alanlarında çalışan araştırma görevlilerinin tükenmişlik düzeylerini karşılaştırarak, iş doyumu ile olan ilişkisinin gösterilmesidir. Araştırma; Hacettepe Üniversitesi Erişkin ve Onkoloji hastanesinde 11/2018- 04/2019 tarihleri arasında yapılmıştır, toplam 206 araştırma görevlisi doktor çalışmaya dahil edilmiştir. Veri toplama formları olarak; 18 sorudan oluşan “Sosyodemografik Veri Formu”, tükenmişlik sendromunun alt boyutlarının ölçümü için “Maslach Tükenmişlik Ölçeği”, iş doyumu değerlendirilmesi için “Minnesota İş Doyumu Ölçeği” kullanılmıştır. Çalışmaya dahil edilen araştırma görevlilerinin yaş ortalaması 27,92±2,72 yıl olup, %48,50’i kadın %51,50’i erkek cinsiyetindedir. Katılımcıların %61,20’si dahili bilimler araştırma görevlisi, %38,80’i cerrahi bilimler araştırma görevlisidir. Araştırma görevlilerinde yüksek düzey duygusal tükenme, orta düzey duyarsızlaşma, yüksek düzey kişisel başarı saptanmıştır (19,35, 8,71, 13,75 sırasıyla). Minnesota İş Doyum Ölçeği (MİDÖ) genel doyum puan ortalaması ise 60,80 olarak saptanmıştır. Çalışmada dahili ve cerrahi bilimler gruplarının tükenmişlik düzeyleri karşılaştırıldığında; cerrahi bilimlerde daha yüksek düzeyde duyarsızlaşma olduğu (9,48 vs. 8,22, p<0,05), diğer iki alt boyutta ve iş doyumunda anlamlı fark olmadığı bulunmuştur. 9 saatin üstünde çalışanlarda (20,31 vs. 14,97 and 9,21 vs. 6,43 both p<0,05), nöbet tutmayanlara göre nöbet tutanlarda (19,94 vs. 15,60 and 9,83 vs. 6,23 both p<0,05), hekimliğe devam etmek istemeyenlerde (23,84 vs. 17,19 and 10,67 vs. 7,76 both p<0,05), sigara-alkol kullananlarda (22,00 vs. 18,50 and 10,28 vs. 8,21 both p<0,05) daha yüksek duygusal tükenmişlik ve duyarsızlaşma düzeyleri bulunmuştur. Duygusal tükenme puanı ile genel doyum puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı orta düzey negatif bir ilişki, duyarsızlaşma puanı ile genel doyum puanları arasında orta düzey negatif bir ilişki, kişisel başarı puanı ile genel doyum puanları arasında orta düzey negatif bir ilişki bulunmuştur. Sonuç olarak; çalışmamızda tükenmişlik sendromu tüm araştırma görevlilerinde yüksek düzeyde bulunmuştur, nöbet tutmanın-sigara-alkol kullanımının-uzun çalışma saatlerinin tükenmişlikle alakalı olduğu görülmüştür. İş doyumunu tükenmişlik üzerinde negatif ilişkisi olduğu gösterilmiştir. Tükenmişlik için daha genel yorumlar yapılabilmesi için daha geniş bir örneklem ile çok merkezli çalışmalar yapılması gerekmektedir.tr_TR
dc.contributor.departmentİç Hastalıklarıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2020-01-17T07:38:09Z
dc.subtypemedicineThesis


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster