Show simple item record

dc.contributor.advisorÖzer, Neclatr_TR
dc.contributor.authorUlvi Yalçın, Muhammedtr_TR
dc.date.accessioned2015-10-14T10:05:55Z
dc.date.available2015-10-14T10:05:55Z
dc.date.issued2014tr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/942
dc.description.abstractCatheter ablation is recommended for the treatment of patients with paroxysmal atrial fibrillation (AF) resistant to antiarrhythmic therapy. According to the literature, AF recurrs in approximately 30% of the patients with paroxysmal atrial fibrillation. The mechanisms underlying AF etiopathogenesis at molecular and cellular levels is still not completely understood. Recent evidence suggests that autoimmune antibodies also play a role in the development of AF. There are studies demonstrating the association of B1 adrenergic receptor, M2 muscarinic receptor, myosin and heat shock protein autoantibodies with atrial fibrillation development and recurrence. The objective of this study is to determine the predictive role of pre-procedural levels of B1 mimetic and M2 muscarinic receptor autoantibodies on recurrence in patients with paroxysmal atrial fibrillation after cryoablation. 80 patients (mean age 54.25±7.7; 40% males) with symptomatic paroxysmal AF in whom ablation was performed with cryoballoon were included in this study. Patients had paroxysmal AF for a median duration of 36 months and a median EHRA score of 2.5. Symptoms were present despite the use of 2 different antiarrhythmic drugs (median value). Pre-procedural levels of autoantibodies against M2 muscarinic acetylcholine (mAChRM2) receptor and beta-1 adrenergic receptor (b1AR), and clinic and echocardiographic parameters were determined in all patients. The duration and temperature of cryoballoon performed in PV’s were noted in all the patients. Transthoracic echocardiography was performed in all patients after the procedure to evaluate the presence of pericardial effusion. Major complication was not seen in any of the patients. The first three months after ablation was regarded as the blind period. 24-hour Holter vii monitorization was performed 3, 6 and 9 months after the procedure to evaluate recurrence. Patients were followed up for a mean duration of 14 months and atrial fibrillation recurrence was found in 21.25% of the patients. In the multivariate Cox regression analysis, B1 mimetic receptor autoantibody levels greater than 159.88 ng/ml (HR: 4.281, 95% CI: 1.108-18.175, p= 0.039) and M2 muscarinic receptor autoantibody levels greater than 277.65 ng/ml (HR: 4.313, 95% CI: 11.151-16.164, p= 0.030) were found to be independent predictors of recurrence. Recurrence risk was 4.281 times higher when B1 mimetic receptor autoantibody level was greater than 159.88 ng/ml and 4.313 times higher when M2 muscarinic receptor autoantibody level was greater than 277.65 ng/ml. B1 mimetic receptor autoantibody level greater than 159.88 ng/ml was found to be a risk factor for recurrence with 70.59% sensitivity and 90.48% specificity. Similarly, M2 muscarinic receptor autoantibody level greater than 277.65 ng/ml was found to be a risk factor of recurrence with a sensitivity of 70.59% and specificity of 95.24%. In conclusion, B1 mimetic and M2 muscarinic receptor autoantibody levels are associated with AF recurrence and may be useful in the selection of patients for AF ablation.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.subjectAtrial fibrillationtr_TR
dc.titleKriyobalon ile Paroksizmal Atriyal Fibrilasyon Ablasyonu Yapılan Hastalarda Kardiyak Otoantikorların Rekürrensi Öngörmedeki Rolütr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesisen
dc.callno2014/1183tr_TR
dc.contributor.departmentoldKardiyoloji Ana Bilim Dalıtr_TR
dc.description.ozetAntiaritmik tedaviye dirençli semptomatik paroksizmal atriyal fibrilasyon (AF) tedavisinde kateter ile ablasyon yapılması önerilmektedir. Literatüre göre paroksizmal atriyal fibrilasyonlu hastaların yaklaşık %30’unda AF tekrarlamaktadır. AF etyopatogenezindeki moleküler ve hücresel düzeyde altta yatan mekanizmalar halen tam olarak bilinmemektedir. Son dönemde AF gelişmesinde otoimmun antikorların da rol oynadığına yönelik kanıtlar bildirilmektedir. B1 adrenerjik reseptör, M2 muskarinik reseptör, myosin ve ısı şok protein otoantikorlarının atriyal fibrilasyon gelişimi ve rekürrensi ile ilgili olabileceğine yönelik çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı paroksizmal atriyal fibrilasyonlu hastalarda kriyobalon ile ablasyon sonrasında rekürrensi öngörmede işlem öncesi B1 mimetik ve M2 muskarinik otoantikor düzeylerinin yol gösterici olup olmadığını incelemektir. Çalışmaya semptomatik paroksizmal AF nedeniyle kriyobalon ile AF ablasyonu yapılan 80 hasta (ortalama yaş 54,25±7,7 yıl; %40 erkek) alındı. Hastalarda 36 aydır (ortanca değer) paroksizmal AF öyküsü olup 2 farklı antiaritmik ilaç (ortanca değer) kullanmasına rağmen ortalama EHRA skoru 2,5’idi. İşlem öncesi tüm hastaların M2 muskarinik asetilkolin (mAChRM2) reseptörüne ve Beta-1 adrenerjik reseptöre (B1AR) karşı otoantikor düzeyleri, klinik ve ekokardiyografik verileri kaydedildi. Tüm hastaların işlem sırasında PV’lere yapılan kriyobalon süresi ve sıcaklık değerleri kaydedildi. İşlem sonrası tüm hastalara perikardiyal efüzyonun varlığını değerlendirmek için transtorasik ekokardiyografi yapıldı. Çalışmaya alınan hiçbir hastada major komplikasyon gelişmedi. Ablasyon sonrası ilk üç ay kör dönem kabul edildi. Rekürrensi öngörmek için tüm hastalara işlemden sonraki 3.ayda, 6. ayda ve 9. ayda 24 saatlik Holter izlemi yapıldı. Çalışma sonucunda ortalama 14 aylık izlemde atriyal fibrilasyon rekürrensi %21,25 olarak bulundu. Çok değişkenli Cox regresyon analizinde B1 mimetik reseptör otoantikor düzeyinin 159,88 ng/mL’in üstünde olması (HR: 4,281, %95 GA: 1,108-18,175 p= 0.039) ve M2 muskarinik reseptör otoantikor düzeyinin 277,65 ng/mL’ın üstünde olması (HR: 4,313, %95 GA: 11,151-16,164, p= 0.030) rekürrens gelişmesinin bağımsız öngördürücüleri olarak belirlendi. B1 mimetik reseptör otoantikor düzeyinin 159,88 ng/mL’in üstünde olması 4,281 kat, M2 muskarinik reseptör otoantikor düzeyinin 277,65 ng/mL’in üstünde olması 4,313 kat daha fazla rekürrens oluşma riski ile ilişkili bulundu. B1 mimetik reseptör otoantikor düzeyinin 159,88 ng/mL’den fazla olması, %70,59 duyarlılık ve %90,48 özgüllük ile rekürrens gelişiminin örgördürücüsü olarak bulundu. M2 muskarinik reseptör otoantikor düzeyinin 277,65 ng/mL’den büyük olması %70,59 duyarlılık ve %95,24 özgüllük ile rekürrens gelişiminin örgördürücüsü olarak bulundu. Sonuç olarak B1 mimetik ve M2 muskarinik reseptör otoantikorların düzeyleri AF rekürrensi ile ilişkilidir ve otoantikor düzeylerinin yüksek olması AF ablasyonu için hasta seçiminde yardımcı olabilir.tr_TR
dc.subtypemedicineThesis


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record