Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorKadılar, Cem
dc.contributor.authorÖzcan, Burcu
dc.date.accessioned2017-07-14T11:52:06Z
dc.date.available2017-07-14T11:52:06Z
dc.date.issued2017
dc.date.submitted2017-06-13
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/3696
dc.description.abstractIn the econometric literature, ARDL bounds testing approach proposed by Pesaran and Shin [16], improved Pesaran et al. [17], and Toda-Yamamoto causality procedures [12] are widely used in empirical analysis because the outcomes of these tests are more likely to be convincing than their predecessors. The most important distinguishing features of both tests are to necessitate none of prerequisites like stationarity or co-integration analyses. Nevertheless, the number of theoretical studies on these co-integration and causality procedures are not sufficient. The primary purpose of this thesis study is thoroughly to examine the issue in framework of the co-integration analysis and the error correction model within the autoregressive distributed lag model. As a second objective of this thesis, Toda-Yamamoto causality procedure is comprehensively reviewed within a sound theoretical basis. In the empirical part of the thesis, the validity of a level relationship between saving and investment rates for Turkish economy over the period 1970- 2015 is analyzed by using ARDL bounds co-integration testing and Toda-Yamamoto causality testing approaches. The result from ARDL bounds testing procedure confirms that there are both long-run and short-run relationship between domestic saving and domestic investment whilst there is no causal relationship neither from saving to investment nor from investment to saving.tr_TR
dc.description.tableofcontents1. INTRODUCTION, 2. LITERATURE REVIEW, 3. ECONOMIC FRAMEWORK, 4. THE THEORY OF ARDL BOUNDS TEST APPROACH, 5. CAUSALITY TEST, 6. SOME TESTS USED IN CO-INTEGRATION AND CAUSALITY ANALYSIS, 7. EMPIRICAL ANALYSIS, 8. CONCLUSION, REFERENCES, APPENDIX, CURRICULUM VITAEtr_TR
dc.language.isoentr_TR
dc.publisherFen Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectARDL modeltr_TR
dc.subjectBounds test
dc.subjectCo-integration
dc.subjectTado-Yamamoto
dc.subjectCausality
dc.subjectFeldstein-Horioka hypothesis
dc.titleARDL Model Bounds Test Approach: The Case of Turkeytr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetBu tezin esas amacı, Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif Modeli (ARDL) – Sınır testi Yaklaşımı ve Toda-Yamamoto nedensellik analizi, istatistiki ve ekonometrik yönüyle incelenmesidir. Bu iki ekonometrik model, uygulamalarda sıkça kullanılmasına rağmen, teorik yapılarını inceleyen çok az çalışma vardır. ARDL sınır testi yaklaşımı değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkilerin araştırılmasında son yıllarda yaygın olarak kullanılan Pesaran ve Shin [16] ve Pesaran ve diğerleri [17] tarafından geliştirilmiş bir eşbütünleşme yöntemidir. Bu yaklaşımının en önemli avantajı değişkenlerin bütünleşme dereceleri dikkate alınmaksızın değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisinin var olup olmadığını araştırılabilmesidir. ARDL sınır testi, modeldeki serilerin ikinci farkı alındığında durağan olmaması kısıtı dışında, bütünüyle düzey halinde durağan ve birinci farkı alındığında durağan ve ya hepsinin karşılıklı eşbütünleşik ve birinci farkı alındığında durağan olup olmadığına bakılmaksızın uygulanabilmektedir [17]. İkinci farkı alındığında durağan olan verilerin kullanılamamasının nedeni ise, ikinci farkı alındığında durağan olmaları halinde, karşılaştırılabilecek kritik değerleri üretilmemiş olmasıdır. Bir diğer avantajı ise, küçük ve sınırlı örneklem kümeleri için oldukça etkin ve yansız tahminler vermesidir. ARDL yaklaşımında kısıtsız hata düzeltme modeli kullanıldığından, diğer klasik eşbütünleşme testlerine göre daha iyi istatistiksel özelliklere sahiptir ve güvenilirdir. ARDL sınır testi yönteminin bir diğer önemli özelliği ise, tek denklemli eşbütünleşme testidir. Yani, açıklayıcı (bağımsız) değişkenler içsel olduğu ve açıklanan (bağımlı) değişkenin ise dışsal olduğu varsayılır. ARDL eşbütünleşme yöntemi, modeldeki uzun ve kısa dönem katsayıları aynı anda tahmin edilebilme özelliğine sahiptir. Örneklem sayısı T olmak üzere, elde edilen kısa dönem katsayılar, tutarlı iken uzun dönem katsayılar ise süper tutarlıdır. Ayrıca, ARDL sınır testi tekniği, her bir değişkenin farklı sayıda gecikme uzunluğuna sahip olmasına izin verir. Optimal gecikme uzunluğunun seçilmesi önemlidir çünkü bu yolla, içsellik problemi ve hataların otokorelasyon probleminin üstesinden gelinebilir. ARDL sınır testi yaklaşımı temel olarak 3 aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada kısıtsız hata düzeltme modeli (UECM) oluşturulur. İkinci aşama olarak, Akaike veya Schwarz gibi bilgi kriterleri kullanılarak, model için uygun gecikme uzunluğu p değeri bulunur. En küçük değeri sağlayan gecikme uzunluğu, modelin optimal gecikme uzunluğudur. Optimal p değeri hesaplandıktan sonra, eşbütünleşme ilişkisinin yokluğunu ifade eden temel hipotezi, Wald ya da F testi kullanılarak test edilir. Hesaplanan F istatistiği Pesaran vd. [17]’deki tablo alt ve üst kritik değerleri ile karşılaştırılır. Eğer hesaplanan F istatistiği alt kritik sınır değerinden küçükse, seriler arasında eşbütünleşme olmadığına karar verilir. Hesaplanan F istatistiği alt ve üst kritik sınır değerleri arasında ise kesin bir yorum yapılamamaktadır. Hesaplanan F istatistiği üst kritik sınır değerinden büyük ise seriler arasında eşbütünleşme ilişkisinin olduğu sonucuna ulaşılır. Eşbütünleşme ilişkisinin varlığı gösterildikten sonra, uzun ve kısa dönem ilişkiler olup olmadığını belirlemek için ARDL modeli kurulur. ARDL modelinde uzun dönem katsayılarını elde etmek için kullanılacak toplam dinamik model denkleminin sayısının belirlenmesinde, m maksimum gecikme sayısı ve k modeldeki bağımlı ve bağımsız toplam değişken sayısı kullanılarak hesaplanır. Modeldeki gecikme sayısı, bilgi kriterlerinden biri kullanılarak karar verilir. En küçük kareler tekniği kullanılarak uzun dönem ARDL modeli tahmin edilir. Değişkenler arasındaki kısa dönem ilişki ise ARDL modeline dayanan hata düzeltme modeliyle elde edilmektedir. Hata düzeltme modeli ile elde edilen hata düzeltme terimi, ECT, katsayısının istatistiksel olarak anlamlı ve 0 ile -1 arasında olması halinde söz konusu değişkene ait olan ECT katsayısı, kısa dönemdeki dengesizliğin ne kadarının uzun dönemde düzelebileceğini söyler. Eşbütünleşme analizinin yanı sıra, değişkenler arasındaki nedensellik yapısını anlamak ekonomide önemlidir. Bu yüzden nedensellik analizi de tezde incelenmiştir. Klasik nedensellik analizlerinde en büyük sorun kullanılan değişkenlerin aynı seviyede durağan ve aralarında eşbütünleşme ilişkisi var olması beklenir. Bu sebeple herhangi bir önsel teste ihtiyaç duyulmadan, yani durağan olmayan ve eşbütünleşme ilişkisi olmayan seriler arasındaki nedensellik ilişkinin incelenebilmesi için Toda ve Yamamoto [12] tarafından bir test önerilmiştir. Bu önerilen nedensellik analizi gecikmesi arttırılmış VAR modeline dayanır. Yani, uygun gecikme uzunluğu (k) belirlenmiş standart VAR modeline, değişkenlerin maksimum bütünleşme sırası (dmax) kadar gecikme eklenir. Sonuç olarak, VAR(k+dmax) modeli tahmin edilir. Modelin ilk k parametresi için elde edilen Wald istatistiğinin asimptotik olarak k serbestlik dereceli ki-kare dağılımına sahiptir. Eğer Wald istatistiği anlamlı bulunursa, değişkenler arasında Granger Nedenselliği olmadığı sıfır hipotezi reddedilir. Tezin uygulama bölümünde, Türkiye’de Feldstein-Horioka hipotezinin geçerliliği test edilmiştir. Feldstein-Horioka hipotezi [25] kısaca yurtiçi yatırımların, yurtiçi tasarruflara karşı duyarlı olduğunu söyler. İlk kez Feldstein ve Horioka [25] tarafından 1960-1974 yıllarına ait 16 OECD ülkesinin tasarruf ve yatırımları arasındaki ilişkiyi araştırılmıştır. Nihai olarak, yurtiçi yatırımlar ve tasarruflar arasındaki ilişkinin gücü sermaye hareketliliği derecesinin bir göstergesi olduğu sonucuna varılmıştır. Türkiye’de Feldstein – Horioka hipotezinin geçerliliğinin test edildiği bu çalışmada 1970 - 2015 dönemi için yurtiçi yatırım, yurtiçi tasarruf ve gayri safi yurtiçi hasıla yıllık veriler kullanılmıştır. Optimal gecikme uzunluklarının belirlenmesi sonucu ARDL(1,2) modeli kurulmuştur. Sınır testi sonucu olarak, değişkenler arasında eş bütünleşme ilişkisinin varlığı kanıtlanmıştır. Yurtiçi tasarruflarda yüzde 1’lik artış uzun dönemde yurtiçi yatırımlarda yüzde 0.5912’lik artışa neden olmaktadır. Buradan yola çıkarak uluslararası sermaye hareketliliği 0.5912’dir. Kısa dönemde ise, yurtiçi tasarruflarda yüzde 1’lik artış yurtiçi yatırımlarda yüzde 0.615’lik artışa neden olur. ARDL modeline dayanan hata düzeltme modeli tahmin edilmiştir. Hata Düzeltme katsayısı istatistiksel olarak anlamlı ve -0.722616 değerine eşittir. Buna göre, herhangi bir ekonomik şok olması durumunda bu etkinin bir sonraki yılda yüzde 0.722616 hızla düzeltildiğini göstermektedir. Yani uzun dönem dengeye hızlı bir şekilde ulaşılmaktadır. Sonuç olarak, Feldstein – Horioka hipotezi Türkiye ekonomisi için 1970-2015 dönemleri arasında geçerli olduğu ARDL sınır testi yaklaşımı ile gösterilmiştir. Aynı zamanda bu sonuçtan yola çıkarak, tasarruf ve yatırım arasındaki ilişki, sermaye hareketlerinin düzeyini güçlü bir şekilde açıklayabilir. Daha sonra da, Toda –Yamamoto nedensellik testi uygulanmış, fakat ne yurtiçi tasarruflardan yurtiçiyatırımlara doğru ne de yurtiçi yatırımlardan yurtiçi tasarruflara doğru bir nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna varılamamıştır. Değişkenler arasında kısa ve uzun dönemli ilişkiler olmasına rağmen, nedensellik ilişkisi söz konusu olmadığı için, sadece kısa ve uzun dönemli ilişkilerin varlığı göz önünde bulundurularak uygulanan tasarruf teşvik edici politikalardan yeterli ve başarılı sonuç elde edilemeyebilir.tr_TR
dc.contributor.departmentİstatistiktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster