Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorBaşar, Koray
dc.contributor.authorÖğüt, Çağrı
dc.date.accessioned2017-03-16T09:24:38Z
dc.date.available2017-03-16T09:24:38Z
dc.date.issued2017
dc.date.submitted2017-01-18
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/3278
dc.description.abstractObjectives: Impulsivity is a multidimentional construct involving diverse neuropsychological and neurobiological processes. Impulsivity is particularly important in major depression due to its influence on suicidality and medication compliance. The aim was to study impulsive features in depressed patients and their relationship to suicidality. Method: Participants were recruited between March 2016 and September 2016 in Hacettepe University Hospitals Psychiatry Clinic. Hundred and three outpatients diagnosed as major depression, with Structured Clinical Interview for DSM-IV (SCID-I) were recruited. Two groups were constituted as ‘remitted major depression’ (RMD, n=32) and ‘major depression’ (MD, n=71) based on Hamilton Depression Rating Scale (HDRS) scores ≤ 7 and ≥ 8, respectively. ‘Control group’ (C) consisted of 30 healthy individuals who were never diagnosed with any psychiatric disorder. Comorbid Axis I mental diagnosis other than remitted anxiety disorders were excluded. Subthreshold bipolarity was assessed with Mood Disorder Questionnaire (MDQ), suicidal ideation and behaviour history were recorded. Impulsivity was evaluated with self-report scales and behavioral tasks: Barratt Impulsivity Scale (BIS), UPPS Impulsive Behaviour Scale (UPPS), Go/no-go Task, Iowa Gambling Task (IGT), Balloon Analogue Risk Task ( BART). Data were analyzed with Mann-Whitney U test, Kruskal-Wallis test, Spearman test with SPSS Statistics 17.0. Significance level was set as p <0.05. Results: Barratt Impulsivity Scale non-planning subscale and UPPS urgency subscale scores in MD group was higher than controls, and MD group had higher UPPS urgency subscale scores than RMD group. There was no significant difference between groups in behavioral task scores. There were weak positive correlations between depression symptom severity and lack of premeditation, urgency, non-planning, and attention impulsivity, and ommision errors in Go/no-go Task reflecting attention deficit, when analysed in all participants. MD group with suicidal ideation had higher BIS total and attention impulsivity scores, UPPS total, lack of premeditation and urgency scores, and comission errors in Go/no-go Task reflecting failure in response inhibition, compared to those without suicidal ideation. In addition to these differences, MD group with lifetime history of suicide attempt had higher scores for all subscales of BIS, however there was no difference in behavioral task performances. Conclusion: Higher impulsivity found only in self-report scales during depressive episode suggests that the impulsivity is state dependent, rather than being a trait feature. Impulsivity needs to be investigated by follow up studies including dimensions that were not assessed in this study. Various dimensions of impulsivity assessed by self-report scales and behavioral tasks were found to be related to suicide risk. The relationship between impulsivity and suicidality in depressed patients should be investigated in further studies in order to be able to predict the risk of suicide, improve management according to this risk, and to develop more effective treatment approaches.en
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectMajor depressionen
dc.subjectİmpulsivityen
dc.subjectSuicideen
dc.titleMajör Depresyonun Dürtüselliğin Farklı Boyutları ile İlişkisitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetAmaç: Dürtüsellik birbirinden farklı nöropsikolojik ve nörobiyolojik süreçlerle şekillenen çok boyutlu bir yapıdır. Majör depresyonda dürtüsellik özellikle özkıyım riskine ve tedavi uyumuna etkisi nedeniyle önemlidir. Majör depresyonda dürtüselliğin alt boyutlarının incelenmesi, özkıyımla ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Mart-Eylül 2016 tarihleri arasında Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi Psikiyatri Polikliniğinde majör depresyon tanısıyla izlenen, yapılandırılmış görüşmeyle (SCID-I) DSM-IV ölçütlerine göre tanıları doğrulanan 103 hasta araştırmaya alınmıştır. Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HAM-D) puanları ≤ 7 olanlardan ‘Remisyonda Majör Depresyon’ (RMD, n=32), HAM-D puanı ≥ 8 olanlardan ‘Majör Depresyon’ (MD, n=71) grupları oluşturulmuştur. Halen ve yaşam boyu ruhsal bozukluk tanısı konulmayan 30 bireyle ‘Kontrol’ (K) grubu oluşturulmuştur. Remisyonda anksiyete bozuklukları dışında ek tanılar dışlanmıştır. Silik bipolar bozukluk özellikleri Duygudurum Bozuklukları Ölçeği’yle (DBÖ) değerlendirilmiş, özkıyımla ilgili düşünce ve davranışlar kaydedilmiştir. Dürtüsellik Barratt Dürtüsellik Ölçeği (BDÖ), UPPS Dürtüsel Davranış Ölçeği (UPPS) ile özbildirimle, Yap/yapma Testi (YYT), Iowa Kumar Testi (IKT), Balon Analog Risk Testi (BART) uygulanarak davranışsal görevlerle değerlendirilmiştir. İstatistiksel analizler SPSS Statistics 17.0 kullanılarak, Mann-Whitney U testi, Kruskal-Wallis testi, Spearman testiyle yapılmıştır. Anlamlılık ölçütü olarak p < 0,05 kabul edilmiştir. Bulgular: Majör Depresyon grubunun BDÖ plan yapmama, UPPS sıkışıklık boyutlarında K grubundan daha dürtüsel olduğu, MD grubunun RMD grubundan UPPS sıkışıklık boyutundan daha yüksek puanlar aldıkları gösterilmiştir. Davranışsal görevlerle gruplar arasında farklılık saptanmamıştır. Tüm örneklemde depresyon belirti şiddeti ile tasarlama eksikliği, sıkışıklık, plan yapmama ve dikkatte dürtüsellik arasında zayıf derecede pozitif ilişki, YYT’nden elde edilen dikkatle ilgili bozukluk lehine değerlendirilen yap hedefine ihmal hata sayısı arasında pozitif ilişki saptanmıştır. Majör Depresyon grubu alt gruplara ayrıldığında özkıyım düşüncesi olanlarda BDÖ toplam ve dikkatte dürtüsellik puanının, UPPS toplam ve tasarlama eksikliği ve sıkışıklık puanlarının, YYT’nde yanıt baskılanmasında yetersizliği yansıtan yapma hedefine yanlışlıkla yanıt verme sayısının yüksek olduğu saptanmıştır. Özkıyım girişimi olanlarda bunlara ek olarak BDÖ tüm alt ölçeklerinde yüksek puan saptanmış, davranışsal görevlerde farklılık görülmemiştir. Sonuç: Depresyon döneminde sadece özbildirim ölçekleri ile gösterilen yüksek dürtüsellik dürtüselliğin durumsal olduğunu düşündürmüştür. Dürtüselliğin izlem çalışmalarıyla, bu çalışmada incelenmemiş boyutlarını da içerecek şekilde araştırılmasını gerektirmektedir. Dürtüselliğin özbildirim ölçekleri ve davranışsal görevleri ile değerlendirilen boyutları özkıyım riski ile ilişkili bulunmuştur. Özkıyım riskinin öngörülebilmesi, tedavinin bu riske göre planlanabilmesi ve uygun tedavi yaklaşımları geliştirilmesi için depresyon döneminde dürtüselliğin özkıyımla ilişkisi ileri çalışmalarda incelenmelidir.tr_TR
dc.contributor.departmentRuh Sağlığı ve Hastalıklarıtr_TR
dc.contributor.authorIDTR10141511tr_TR
dc.subtypemedicineThesis


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster