Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorÖzdemir, Ali Murat
dc.contributor.authorDövücü, Berat
dc.date.accessioned2022-09-23T08:19:50Z
dc.date.issued2022
dc.date.submitted2022-08-22
dc.identifier.citationDövücü, B. (2022). İnsani müdahale söylem ve pratiğinin kosova bağımsızlık sürecine etkisi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Hacettepe Üniversitesi, Ankaratr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/26776
dc.description.abstractThe humanitarian intervention carried out by NATO in 1999 without UNSC authorization is in a different position from all its predecessors. The aforementioned intervention was carried out only with the aim of restoring human rights, without any legal basis. However, the fact that the intervention is unlawful but legitimate requires addressing concepts such as humanitarian intervention, law and legitimacy as discourse. At this point, if the law is considered as a discourse beyond the norms that constitute it, it becomes clear that law and legal discourse are related to the non-discursive field. Law is closely related to the economic, political and ideological field, not just as a set of rules, but as a form of relationship. In the post-World War II period, the pioneering and original role of the USA in global capitalism had a great impact on the internationalization of capital and the state, and on the global economic and political ideological transformations in this process. Unlike the period before the World War II, in the current form of imperialism in the post1945 period a state may contain more than one capital group and a capital group or individual capitalist can operate in more than one country. Since the 1980s, as a result of neo-liberal policies, the internationalization process has accelerated, and in 1990s the US hegemony remained the only project in the global conjuncture with the disintegration of the USSR. The new international legal norms of the post-1990 period gain meaning when considered from a political economy perspective. As a matter of fact, the transformation of international law is not an isolated internal transformation. At this point, since the 1990s, the legal principles of the Cold War period have been replaced by a new legal logic that emerged in concepts such as humanitarian intervention, responsibility to protect, universal human rights, and rogue state. The economic, political and legal practices of the central capitalist countries during the Yugoslavia wars and the discourses that made them possible place the interests protected within the scope of human rights and humanitarian intervention above the general opinion about humanitarianism. NATO's direct intervention in Kosovo and Kosovo's independence are the products of the new interventionist perspective developed within international law.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectİnsani müdahale
dc.subjectİnsan hakları
dc.subjectYugoslavya
dc.subjectKosova
dc.subjectEmperyalizm
dc.subjectEkonomi politik
dc.subject.lcshK- Hukuktr_TR
dc.titleİnsani Müdahale Söylem ve Pratiğinin Kosova Bağımsızlık Sürecine Etkisitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozet1999 tarihinde NATO’nun BMGK yetkilendirmesi olmaksızın gerçekleştirdiği insani müdahale tüm öncüllerinden farklı bir konumdadır. Anılan müdahale hiçbir hukuki dayanak gözetilmeksizin yalnızca insan haklarının yeniden tesisi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Ancak müdahalenin hukuka aykırı ancak meşru olması insani müdahale, hukuk ve meşruiyet gibi kavramları söylem olarak ele almayı gerektirmektedir. Bu noktada hukuk, kendisini oluşturan normların ötesinde bir söylem olarak ele alındığı takdirde hukuk ve hukuki söylemin söylem dışı alanla ilişkili olduğu ortaya çıkmaktadır. Hukuk, yalnızca kurallar bütünü olarak değil bir ilişki biçimi olarak iktisadi, siyasal, ideolojik alanla sıkı bir ilişkiliye sahiptir. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde ABD’nin küresel kapitalizm içerisindeki öncü ve özgün rolü sermaye ve devletin uluslararasılaşması süresinde ve bu süreç içerisindeki küresel iktisadi, siyasal ideolojik dönüşümlerde büyük etki sahibi olmuştur. İkinci Dünya Savaşı öncesi dönemden farklı olarak 1945 sonrası dönemde emperyalizmin güncel formu içerisinde, bir devlet birden fazla sermaye grubunu ihtiva edebilmekte; bir sermaye grubu ya da tekil kapitalist ise birden fazla ülke içerisinde operasyon yürütebilmektedir. 1980'li yıllardan itibaren neo-liberal politikalar neticesinde uluslararasılaşma süreci ivmelenmiş, 1990’larda SSCB’nin dağılmasıyla, ABD hegemonyası küresel konjonktürde tek proje olarak kalmıştır. 1990 sonrası dönemin yeni uluslararası hukuk normları ekonomi politik perspektiften ele alındığında anlam kazanmaktadır. Nitekim uluslararası hukukun yaşadığı dönüşüm yalıtılmış bir iç dönüşüm değildir. Bu noktada 1990’lı yıllardan itibaren Soğuk Savaş dönemine ait hukuk ilkeleri yerlerini insani müdahale, koruma sorumluluğu, evrensel insan hakları, haydut devlet gibi kavramlarda açığa çıkan yeni bir hukuk mantığına bırakmıştır. Merkez kapitalist ülkelerin Yugoslavya savaşları esnasında sergiledikleri iktisadi, siyasal, hukuki pratikler ve bunları mümkün kılan söylemler insan hakları ve insani müdahale kapsamında korunan menfaati insancıllık hakkındaki genel kanaatin üstünde bir noktada konumlandırmaktadır. NATO’nun Kosova’ya doğrudan müdahalesi ve Kosova’nın bağımsızlığı, uluslararası hukuk içerisinde gelişen yeni müdahaleci perspektifin ürünüdür.tr_TR
dc.contributor.departmentKamu Hukukutr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2022-09-23T08:19:50Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster