Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorSelmanpakoğlu, Ceren
dc.contributor.authorKurt, Meriç
dc.date.accessioned2022-03-08T08:26:06Z
dc.date.issued2022
dc.date.submitted2022-01-31
dc.identifier.citationAPAtr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/25976
dc.description.abstractDomination means ‘to rule or rule by coercion’ (Kılıçoğlu, Araz, Devrim, 1973, v.11, p.684) and is based directly on the concepts of 'possession' (to have) and 'property'. Domination refers to one person making another person their property through 'owning' their freedom and abusing this situation as they please. Fromm explains the distinction between the concepts 'to have' and 'to be'. 'To have' is the desire to want more, the desire to dominate with the ambition for owning everything (2003, p.48). However, the person inclined to have / to possess can never be satisfied by having enough. Sartre's thoughts concur: "the desire to have aims at the for-itself on, in, and through the world." (1992, p.763). The opposite of 'to have' is ‘to be’. In this case, the person does not try to acquire and dominate everything with the desire to ‘to have'. Domination over animals expands with the growth of capitalism and industrialization. So much so that today the idea that humans have the right to rule over animals has become a common ideology. This is why Singer states that ‘the majority of people are speciesists’ (2018, p.56). The theoretical analysis on domination, which is carried out in the first and second chapters, displays that not only the living being under the domination but also, the person who establishes the domination faces a destructive action. Due to the domination carried out with the desire to possess / to have, the damage done to the world and to themselves retaliates. In other words, with the domination they created, they actually put themselves under domination as well. When the motives for domination are examined; the phenomena such as 'fear of death', 'alienation', 'self-creation', 'speciesism' and 'anthropocentrism' come to the fore. These issues are examined in the third chapter through exemplary ceramic sculpture, installation, photography, video, performance art-works. While some artists’ works pursue objectifying animals or benefiting from animal exploitation, others’ works criticize these phenomena based on the fact that animals do not exist for the interests and service of people, thus tries not to instrumentalize animals. According to the conclusion developed from this theoretical and artistic research; the course of domination that takes place in human-animal duality – from how it started to how it ended- has been artistically studied and correspondingly applied into art-works in the fourth chapter. The state of being under the invasion of one's own creation of domination is depicted artistically with the dynamics of games such as 'backgammon' and 'chess'. The phases of domination are embodied in video, ceramic sculpture, and installation art-works. Thus, self-created domination, which makes freedom one-sided and ultimately suppresses one's own freedom as a boomerang that returns to oneself, is made visible without instrumentalizing the animal phenomenon or image.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherGüzel Sanatlar Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectTahakkümtr_TR
dc.subjectOlmak
dc.subjectSahip olmak
dc.subjectMülkiyet
dc.subjectTürcülük
dc.subjectİnsan-merkezcilik
dc.subjectDomination
dc.subjectTo be, to have / to possess
dc.subjectProperty
dc.subjectSpeciesism
dc.subjectAnthropocentrism
dc.subject.lcshGenel olarak sanattr_TR
dc.titleİnsan-Hayvan İkiliğinde Tahakküm İlişkisi ve Sanattaki Görünürlüğütr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetTahakküm “baskı ile hükmetme veya hüküm sürme” (Kılıçoğlu, Araz, Devrim, 1973, c.11, s.684) anlamlarına gelmektedir ve temeli doğrudan ‘sahip olmak’ ve ‘mülkiyet’ kavramlarına dayanmaktadır. Tahakküm ilişkisi; bir kişinin başka bir kişiyi kendi mülkü haline getirerek onun özgürlüğüne 'sahip' olması ve bu durumu dilediği gibi kötüye kullanmasını ifade eder. Fromm, ‘sahip olmak’ ve ‘olmak’ kavramlarının arasındaki farkı açıklar. ‘Sahip olmak’, insanın yaşamı boyunca her zaman daha fazlasını istemesi, her şeye sahip olma hırsıyla hükmetme, egemen olma arzusudur (2003, s.48). Ancak, sahip olmak eğilimindeki kişi hiçbir zaman yeterli şeye sahip olarak bir doyum içerisinde olamamaktadır. Sartre’ın düşünceleri de bu yöndedir: “sahip olmak arzusu kendi-içini dünya üstünde, dünyanın içinde ve dünya boyunca hedef alır” (2010, s.739). ‘Olmak’ ise sahip olmanın tam tersidir. Bu durumda kişi ‘sahip olmak’ arzusuyla her şeyi elde etmeye ve ona hükmetmeye çalışmaz. Hayvanlar üzerindeki tahakküm kapitalizmin ve endüstrileşmenin büyümesiyle geniş bir alana yayılmaktadır. Öyle ki günümüzde insanın hayvanlara hükmetme hakkının olduğu düşüncesi yaygın bir ideoloji haline gelmiştir. Bu nedenle, Singer, insanların büyük bir bölümünün türcü olduğunu belirtmiştir (2018, s.56). Birinci ve ikinci bölümlerde tahakküm üzerine yürütülen kuramsal analiz, sadece tahakküm altındaki canlının değil, aynı zamanda tahakkümü kuran kişinin de yıkıcı bir eylemle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Kişinin; sahip olmak eğilimli düşünceleri ile kurduğu tahakküm nedeniyle, dünyaya ve kendisine verdiği zarar dönüp dolaşıp yine kendisini bulmaktadır. Dolayısıyla, aslında kendi uyguladığı tahakküm ile kendisini de tahakküm altına almış olmaktadır. Tahakkümün nedenleri incelendiğinde; ‘ölüm korkusu’, ‘yabancılaşma’, ‘kendini var etme’, ‘türcülük’ ve ‘insan-merkezcilik’ gibi olgular ön plana çıkmaktadır. Bu olgular; üçüncü bölümde, seramik heykel, yerleştirme, fotoğraf, video, performans gibi sanat alanlarında yapılmış temsili örnekler üzerinden incelenmiştir. Kimi sanatçılar çalışmalarını hayvanları nesneleştirerek ya da hayvan sömürüsünden faydalanarak gerçekleştirirken, başka sanatçılar ise çalışmalarında hayvanların insanların çıkarları ve hizmeti için var olmadığı gerçeğinden hareketle, bu olguları eleştirmekte, dolayısıyla hayvanları araçsallaştırmamaya çalışmaktadır. Sonuç olarak, bu kuramsal ve sanatsal araştırmalar üzerinden elde edilen çıktılar dördüncü bölümde uygulanan sanat çalışmalarına aktarılmıştır. Buna göre; insan-hayvan ikiliğindeki tahakküm süreci – nasıl başladığından nasıl son bulduğuna kadar- sanatsal olarak işlenmeye çalışılmıştır. Kişinin kendi yarattığı tahakkümün işgali altında kalma durumu 'tavla' ve 'satranç' gibi oyunların dinamikleri ile tasvir edilmiştir. Tahakkümün evreleri video, seramik heykel ve enstalasyon gibi disiplinlerde uygulanmış sanat eserlerinde somutlaştırılmıştır. Böylece, özgürlüğü tek taraflı hale getiren ve nihayetinde kişinin kendisine geri dönen bir bumerang olarak kendi özgürlüğünü de baskı altına alan kendi yarattığı tahakküm, hayvan olgusunu ya da imgesini araçsallaştırmadan görünür kılınmaktadır.tr_TR
dc.contributor.departmentSeramik ve Camtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2022-03-08T08:26:06Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypeimagetr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster