Show simple item record

dc.contributor.advisorİşıklı, Sedat
dc.contributor.authorYeniada Kırseven, Mübeccel
dc.date.accessioned2022-03-04T08:26:38Z
dc.date.issued2022-03
dc.date.submitted2022-02-11
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/25971
dc.description.abstractIt is expected that the grieving process will be completed within about 6 months after the loss of a loved one and the person can maintain usual functionality. However, this is not always the case, and the people faced with the death of a loved one are forced to live with certain psychological difficulties. With this study it is aimed to obtain different trajectories using the Prolonged Grief Disorder (PGD), Depression and Post-Traumatic Stress Disorder (PTSD) symptoms to form symptom clusters. These three disorders are found to be highly comorbid and common in the aftermath of loss. The participants of the study consisted of 1060 people over the age of 18 who lost a loved one due to death. Latent Class Analysis (LCA) was applied to detect symptom clusters of PGD, PTSD and Depression symptoms. Multinominal Logistic Regression Analysis was used to compare the classes obtained by LCA in terms of class predictors. According to the results of the Multinominal Logistic Regression Analysis carried out on the predictive variables that determine being in the classes obtained through LCA, gender, age of the deceased, time since loss, duration of caregiving to the deceased, who the deceased was (compared to child/partner loss), unfulfilled wishes and unresolved conflicts subscales of unfinished business scale scores, Grief and Meaning Reconstruction Inventory scores, Multidimensional Percieved Social Support Scale scores and anxiety and avoidance subscales of Experiences in Close Relationships Scale scores were found to be significant predictors. Group-based comparisons revelaed that when compared to rest of the classes, systematic predictors of resilient class membership were being male, high percieved social support, low unfulfilled wishes (unfinished business), low ongoing conflict (continuing bonds) and low attachment anxiety. Similarly, systematic predictors of high symptom class membership were high unfinished business and low meaning reconstruction. For the prolonged grief class membership, when compared to the rest of the classes, the only systematic predictor was attachment anxiety. Lastly, for the depression class membership, inadequate meaning reconstruction was found to be the sole systematic predictor. Studies conducted with symptom patterns allow the difficulties experienced in the grieving process to be handled at the individual level, and thus the experiences, needs and difficulties of individuals to be defined from a specific framework. It is thought that interventions to be planned with such a dimensional approach can better respond to the specific needs of individuals in the grieving process.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectUzamış yas bozukluğu
dc.subjectDepresyon
dc.subjectTravma sonrası stres
dc.subjectSüregiden bağlar
dc.subjectAnlamın yeniden yapılandırılması
dc.subjectBitmemiş işler
dc.subject.lcshPsikolojitr_TR
dc.titleKayıp Sonrası Farklı Seyirler: Uzamış Yas, Depresyon ve Travma Sonrası Stres Belirti Kümelerinde Risk Faktörlerinin Saptanmasıtr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetYakın kaybı sonrasında olağan yas sürecinin yaklaşık 6 ay içerisinde tamamlanması ve kişinin olağan işlevselliğini sürdürebilmesi beklenmektedir. Ancak, her zaman böyle olmamakta ve kayıp yakınları çeşitli psikolojik belirtiler ile yaşamlarına devam etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu çalışmada, kayıp sonrası süreçte en sık karşılaşılan ve yüksek eş tanı düzeyleri bildirilen Uzamış Yas Bozukluğu (UYB), Depresyon ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) belirtilerinden farklı seyirlerin elde edilmesi amaçlanmıştır. Elde edilen belirti kümelerine ilişkin risk faktörlerinin saptanmasıyla bu kümelere ait olmanın belirleyicilerinin, yani kayıp sonrası süreçte yas tutan kişilerin ne gibi seyirler gösterdikleri ile bu seyirlerin ortaya çıkmasında belirleyici olan faktörlerinin saptanması amaçlanmıştır. Çalışmanın katılımcıları bir yakınını ölümü bağlı kaybetmiş 18 yaş üzeri 1060 kişiden oluşmaktadır. UYB, TSSB ve Depresyon belirtilerinden alt kümelerin saptanması için katılımcılardan elde edilen veriye Örtük Sınıf Analizi (Latent Class Analysis-LCA) uygulanmıştır. Örtük Sınıf Analizi ile yüksek belirti, depresyon, uzamış yas ve dayanıklı (düşük belirti) sınıflar tespit edilmiştir. Örtük Sınıf Analizi ile elde edilen kümelerin risk faktörleri açısından karşılaştırılması için Çok Kategorili (Multinominal) Lojistik Regresyon analizi kullanılmıştır. Tespit edilen sınıflarda bulunmayı belirleyen yordayıcı değişkenlere ilişkin yürütülen Çok Kategorili Lojistik Regresyon Analizi bulgularına göre, cinsiyet, kaybedilen kişinin yaşı, kaybın üzerinden geçen zaman, kaybedilen kişiye bakım verme süresi, kaybedilen kişinin kim olduğu (eş/çocuk kaybına kıyasla), Bitmemiş İşler Ölçeğinin yaşantı ve çatışma alt ölçeklerinden alınan puanlar, Yas ve Anlamı Yeniden Yapılandırma Ölçeğinden alınan puanlar, Süregiden Bağlar Ölçeğinin fiziksel yakınlık, ve öfke alt ölçeklerinden alınan puanlar, Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeğinden alınan puanlar ile Yakın İlişkilerde Yaşantılar Ölçeğinin kaygı ve kaçınma alt ölçeklerinden alınan puanların sınıf üyeliğini yordadığı tespit edilmiştir. Grup bazlı incelendiğinde, dayanıklı sınıfta bulunmanın, her üç belirti gösteren grupla kıyaslandığında sistematik bir biçimde, erkek olmak, algılanan sosyal desteğin fazla olması, bir bitmemiş iş olarak gerçekleştirilememiş yaşantıların az olması, öfke süregiden bağının düşük olması ve kaygılı bağlanmanın düşük olması ile yordandığı tespit edilmiştir. Benzer biçimde yüksek belirti sınıfında bulunmanın sistematik yordayıcıları olarak bitmemiş işlerin fazlalığı ve kayba verilen anlamın azlığı belirlenmiştir. Uzamış yas sınıfında olmanın tüm sınıflarla karşılaştırmaları incelendiğinde ortak faktör olarak kaygılı bağlanma görülürken, depresyon sınıfı için kayba verilen anlamın azlığının belirleyici olduğu gözlenmiştir. Semptom örüntüleri ile yapılan çalışmaların yas sürecinde yaşanan zorlukların birey düzeyinde ele alınmasına, dolayısıyla kişilerin deneyimlerinin, ihtiyaçlarının ve yaşadıkları zorlukların özgüül bir çerçeveden tanımlanmasına olanak sunmaktadır. Bu türden boyutsal bir yaklaşım ile planlanacak müdahalelerin yas sürecindeki bireylerin özgül ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebileceği düşünülmektedir.tr_TR
dc.contributor.departmentPsikolojitr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2022-03-04T08:26:38Z
dc.fundingYoktr_TR


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record