Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorBaşaran, Ayşe Nurşen
dc.contributor.authorKar Kurt, Özlem
dc.contributor.authorKurt, O.K
dc.date.accessioned2022-01-18T12:38:52Z
dc.date.issued2022
dc.date.submitted2021-12-15
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/25770
dc.description.abstractAsthma is a global health problem that affects more than 300 million people in the world. About 10-33% of adult-onset asthma is work-related asthma (WRA). Silicosis is an occupational lung disease that can result in the formation of nodules in the lungs, pulmonary fibrosis and functional losses resulting from exposure to silica in working life. Silicosis continues to be one of the most important public health problems especially in developing countries. The aim of the study was to determine possible changes in oxidative stress, inflammation and genotoxicity parameters that may occur in two common occupational diseases and to contribute to the early diagnosis and prevention of these diseases. Blood and buccal epithelial swab samples were taken from 24 patients with WRA, 23 patients with silicosis, 27 of whom had exposure but had no disease and 38 healthy volunteers who applied to Ankara Occupational and Environmental Diseases Hospital. Superoxide dismutase (SOD), catalase (CAT) and glutathione peroxidase (GPx) enzyme activities, which are oxidative stress biomarkers, malondialdehyde (MDA), interleukins (IL) IL-17, IL-23 and IL-27 levels, which are inflammation biomarkers, were measured in the serum. Genotoxic damage was evaluated by calculating the frequency of micronuclei (MN) in buccal epithelial swab samples and 8-OHdG in serum. Serum SOD, CAT, GPx, MDA, 8-OHdG, IL-17, IL-23 and IL-27 levels were found to be statistically significantly higher in the exposure, WRA, and silicosis groups compared to the control group. The frequency of MN in the buccal epithelial cells of the patient group was found to be significantly higher than the control group. The fact that these results are high in both the patient group and the exposed group indicates that they may be early biomarkers and will be a guide for taking precautions in the early period.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSağlık Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectİşle ilişkili astımtr_TR
dc.subjectSilikozis
dc.subjectOksidatif stres
dc.subjectİnflamasyon
dc.subjectGenotoksisite
dc.titleİşle İlişkili Astım ve Silikozis Tanılı Hastalarda Oksidatif Stres Parametrelerinin ve Genotoksik Etkilerin Değerlendirilmesitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetAstım, dünyada yaklaşık 300 milyondan fazla insanı etkileyen küresel bir sağlık sorunudur. Erişkin başlangıçlı astımların yaklaşık %10-33'ü işle ilişkili astımdır. Silikozis ise çalışma hayatında silika maruz kalımı sonucu ortaya çıkan akciğerde nodüllerin oluşumu, pulmoner fibrozis ve fonksiyonel kayıplara neden olabilen bir mesleki akciğer hastalığıdır. Silikozis, özellikle gelişmekte olan ülkelerde halen en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Bu çalışmada, iki meslek hastalığında ortaya çıkabilecek oksidatif stres, inflamasyon ve genotoksisite parametrelerindeki olası değişiklikleri belirlemek, bu hastalıkların erken tanısı ve hastalıkların önlenmesi süreçlerine katkı sunmak amaçlanmıştır. Ankara Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi'ne başvuran gönüllü 24 işle ilişkili astım (İİA), 23 silikozis tanılı hasta ile 27 maruz kalım öyküsü olup hastalığı olmayan ve 38 sağlıklı gönüllüden kan ve bukkal epitel sürüntü örnekleri alınmıştır. Serumda oksidatif stres biyogöstergeleri olan süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT) ve glutatyon peroksidaz (GPx) enzim aktiviteleri ile malondialdehit (MDA) düzeyleri, inflamasyon biyogöstergeleri olan interlökinlerden (IL) IL-17, IL-23 ve IL-27 düzeyleri ölçülmüştür. Bukkal epitel sürüntü numunelerinde mikroçekirdek (MÇ) sıklığı, serumda 8-OHdG düzeyleri hesaplanarak olası genotoksik hasar değerlendirilmiştir. Serum SOD, KAT, GPx, MDA, 8-OHdG, IL-17, IL-23 ve IL-27 düzeylerinin maruziyet, İİA, silikozis gruplarında kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek olduğu bulunmuştur. Hasta grubunun bukkal epitel hücrelerindeki MÇ sıklığı kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Bu sonuçların hem hasta grubunda hem de maruz kalımı olan grupta, yüksek olması erken dönem biyogöstergeleri olabileceğini ve erken dönemde önlemlerin alınması için yol gösterici olacağını göstermektedir.tr_TR
dc.contributor.departmentFarmasötik Toksikolojitr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2022-01-18T12:38:52Z
dc.fundingBilimsel Araştırma Projeleri KBtr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster