Show simple item record

dc.contributor.advisorGüvener, Murat
dc.contributor.authorArslantürk, Oğuz
dc.date.accessioned2021-01-21T08:28:05Z
dc.date.issued2020
dc.date.submitted2020-11-16
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/23290
dc.description.abstractOğuz Arslantürk, MD. Comparison Of The OX-LDL Receptor Quantities In Internal Mammarian Artery, Radial Artery And Saphenous Vein Grafts In Coronary Bypass Surgery, Hacettepe University Faculty of Medicine, Department of Cardiovascular Surgery Graduate Thesis, Ankara 2020. The number one cause of death in the world is cardiovascular diseases, the leading cause of these is coronary artery disease and one of the most effective treatment methods is Coronary Artery Bypass Grafting (CABG) operation. The most commonly used grafts for CABG in the world and in our country are Internal Mammarian Artery (IMA), Radial Artery (RA) and Saphenous Vein (SV) grafts. The success of CABG depends on the long-term patency of the grafts and the prolongation of the patient's life span without impairing the quality of life. Atherosclerosis is primarily responsible for the failure of the grafts. With the increase in plasma LDL (low density lipoprotein) concentration, the risk of atherosclerosis increases in direct proportion. LDLR (LDL receptor) carries most of the LDL circulating cholesterol to hepatic and extrahepatic tissues by mediated endocytosis. LDLR dysfunction leads to retention of LDL in circulating blood and lipid accumulation in the vascular walls, eventually causing atherosclerosis. On the other hand, after LDL enters the vascular wall from the damaged endothelium, LDL is oxidized by free radicals and initiates the pathological process of atherosclerosis. The oxidized LDL is then absorbed by the fixed tissue macrophages via LOX-1 (lectin like low density lipoprotein receptor-1), thus transforming into lipid-filled foam cells. Foam cell groups accumulate under the endothelium and the first lesion of atherosclerosis becomes fatty streaks. In our study; we aimed to see the advantages of IMA, RA and SV over the LDLR, LOX-1 receptor. In our study; we consisted of 21 patients and decided to treat CABG, all of whom will be used in bypass surgery by means of IMA, RA and SV. We used the remaining vessel fragments during surgery. We used CD31 to identify endothelial cells. We evaluated endothelial LOX-1, LOX-1 expression from all cells produced in culture, and endothelial LDLR. At first, we could not see a significant relationship between the grafts and the receptor (p> 0,05). But as we looked into subgroups, we found striking results. In our study, we found that the percentage of CD31+&LOX-1 in IMA was higher in women than in men (p=0,019). Another result on gender is that we found a significantly lower percentage of CD31+&LDLR+ in the saphenous vein in women (p=0,002). Although there are studies stating that IMA and SV are worse in women compared to men, we found a guiding result for future studies. We found that the percentage of LOX-1 receptors in the saphenous vein was significantly higher in those with hypertension (p=0,040). We found that the percentage of receptors for CD31+&LDLR+ cells in the saphenous vein was low in patients with hypertension (p=0,014). We found that LOX-1 in the radial artery was significantly higher in smokers (p=0,015). This result demonstrated the radial artery-smoking relationship supporting the literature. We believe that to be a pioneer randomized controlled trials which will be held in the future. In our study, we found another striking result between HDL level and receptors. A strong positive correlation was found between the HDL level and the receptor percentage of CD31+/LOX-1+ cells in IMA (r=0,414, p=0,040). A positive significant correlation between HDL values and the percentage of LOX-1+ in the saphenous vein (r=0,609, P=0,005), a positive moderate correlation in the radial artery (r=0.488, P=0.029), a moderate positive correlation in IMA (r=0.530, P=0.016) was found. Studies have shown that modified HDL binds to LOX-1. All of the patients in our study are the group diagnosed with coronary artery disease. We think that these patients have dysfunctional HDL. We see that all graft types correlate the LOX-1+ receptor percentage in all cells in cell culture. There is no study in the literature that correlates the number of LOX-1 receptors in the saphenous vein, radial artery and IMA by means of HDL. We believe that our study will be a pioneer in this regard. The advantages of the grafts to each other will continue to be discussed for many years. We believe that we show a different view of the grafts used in coronary bypass surgery and we will guide new studies in the future.tr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectKoroner Arter Bypass Greftlemetr_TR
dc.subjectLOX-1tr_TR
dc.subjectLDLRtr_TR
dc.subjectAteroskleroztr_TR
dc.subjectHDLtr_TR
dc.subjectLDLtr_TR
dc.subjectİMAtr_TR
dc.subjectRadial Artertr_TR
dc.subjectSafen Ventr_TR
dc.subjectKABGtr_TR
dc.subject.lcshKardiyovasküler sistemtr_TR
dc.titleKoroner Bypass Cerrahisinde Kullanılan İnternal Mammarian Arter, Radial Arter ve Safen Ven Greftlerinde Endotelyal Ox-LDL Reseptör Miktarlarının Karşılaştırılmasıtr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetDr. Oğuz Arslantürk. Koroner Bypass Cerrahisinde Kullanılan İnternal Mammarian Arter, Radial Arter ve Safen Ven Greftlerinde Endotelyal OX-LDL Reseptör Miktarlarının Karşılaştırılması, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanlık Tezi, Ankara 2020. Dünyada bir numaralı ölüm sebebi kardiyovasküler hastalıklar, bunlarında en başında koroner arter hastalığı gelmektedir ve en etkili tedavi yöntemlerinden biride Koroner Arter Bypass Greftleme (KABG) operasyonudur. Dünyada ve ülkemizde KABG için en çok kullanılan İnternal Mammarian Arter (İMA), Radial Arter (RA) ve Safen Ven (SV) greftleridir. KABG başarısı greftin uzun dönem açık kalmasına, hastanın yaşam kalitesi bozmadan yaşam süresinin uzamasına bağlıdır. Greftlerin başarasızlığından öncelikle ateroskleroz sorumludur. Plazma LDL (düşük yoğunluklu lipoprotein) konsantrasyonunun artması ile ateroskleroz riski de doğru oranda artar. LDL dolaşımdaki kolesterolün çoğunu LDLR (LDL reseptörü) aracılı endositoz ile hepatik ve ekstrahepatik dokulara taşır. LDLR disfonksiyonu, LDL’nin dolaşımda tutulmasına ve vasküler duvarlarda lipid birikmesine yol açar ve sonunda ateroskleroza neden olur. Diğer taraftan LDL, hasarlı endotelden damar duvarına girdikten sonra, serbest radikallerle oksitlenir ve aterosklerozun patolojik sürecini başlatır. Oksitlenmiş LDL daha sonra LOX-1 (Lektin benzeri oksitlenmiş düşük yoğunluklu lipoprotein reseptörü-1) yoluyla sabit doku makrofajları tarafından emilir, böylece lipid dolu köpük hücrelerine dönüştürülür. Köpük hücre grupları endotelyumun altında birikir ve aterosklerozun ilk lezyonu yağlı çizgilenmeler haline gelir. Çalışmamızda; İMA, RA ve SV’nin LDLR, LOX-1 reseptörü üzerinden birbirine üstünlüklerini görmeyi amaçladık. Çalışmamızı İMA, RA ve SV greftlerinin her birinin de bypass cerrahisinde kullanıldığı 21 hastadan oluşturduk. Cerrahi sırasında arta kalan damar parçalarını kullandık. Endotel hücreleri belirtmek için CD31 kullandık. Greft örneklerinden, endotelyal hücrelerden LOX-1 ekspresyonu, kültürde üretilen bütün hücre popülasyonundan LOX-1 ekspresyonu ve endotelyal hücrelerin LDLR değerlendirdik. İlk başta greftler ile reseptör arasında anlamlı bir ilişkisi göremedik (p>0,05). Fakat alt gruplara ayrıldıkça çarpıcı sonuçlar bulduk. Çalışmamızda İMA’da CD31+&LOX-1+ yüzdesini kadınlarda erkeklere göre daha yüksek bulduk (p=0,019). Cinsiyet üzerine bulduğumuz bir diğer sonuç ise kadınlarda safen vende CD31+&LDLR+ yüzdesinin anlamlı olarak düşük olmasıydı (p=0,002). Kadınlarda İMA ve SV’nin erkeklere göre daha kötü olduğunu söyleyen çalışmalar mevcut olsada ileride yapılacak çalışmalar için yol gösteren bir sonuç elde ettik. Safen ven de LOX-1+ yüzdesini hipertansiyonu olanlarda anlamlı olarak yüksek bulduk (p=0,040). Safen vende CD31+&LDLR+ reseptör yüzdesini hipertansiyonu olan hastalarda düşük bulduk (p=0,014). Sigara kullananlarda radial arterdeki LOX-1 yüzdesini anlamlı derecede yüksek bulduk (p=0,015). Bu sonuç literatürü destekleyen radial arter-sigara ilişkisini gösterdi. Gelecekte yapılacak olan randomize kontrollü çalışmalara öncü olabileceği kanaatindeyiz. Çalışmamızda, çarpıcı bir sonuç ise HDL düzeyi ile reseptörler arasındaki ilişkiydi. HDL düzeyi ile İMA’da endotelyal LOX-1+ reseptör yüzdesi arasında pozitif yönde güçlü bir korelasyon saptanmıştır (r=0,414, p=0,040). HDL değerleri ile greftlerin LOX-1 ekspresyonu arasında pozitif anlamlı korelasyon bulduk. Safen ven’de pozitif anlamlı korelasyon (r=0,609, p=0,005), Radial arter’de pozitif orta şiddette anlamlı bir korelasyon (r=0,488, P=0,029), İMA’da pozitif yönde orta şiddette anlamlı bir korelasyon bulduk (r=0,530, P=0,016). Çalışmalarda koroner kalp hastalarında modifiye HDL’nin LOX-1’e bağlandığı gösterilmiştir. Çalışmamız da yer alan hastaların tamamını koroner arter hastalığı tanısı alan grup oluşturmaktadır. Bu hastaların da fonksiyonel olmayan HDL’ye sahip olduğunu düşünmekteyiz. Greft türlerinin tamamının hücre kültüründeki LOX-1 ekspresyonu ile korelasyon sağladığını görmekteyiz. Literatürde safen ven, radial arter ve İMA’daki LOX-1 reseptör sayısını HDL ile korelasyon gösteren çalışma yoktur. Çalışmamızın bu konuda öncü olacağı kanaatindeyiz. Greftlerinin birbirine üstünlükleri uzun yıllardır tartışmaya devam edilecektir. Koroner bypass cerrahisinde kullanılan greftlere farklı bir bakış gösterdiğimize ve gelecekteki yeni çalışmalara yol gösterici olduğuna inanıyoruz.tr_TR
dc.contributor.departmentKalp ve Damar Cerrahisitr_TR
dc.embargo.terms6 aytr_TR
dc.embargo.lift2023-01-23T08:28:05Z
dc.fundingBilimsel Araştırma Projeleri KBtr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record