Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorTunç, Tanfer Emin
dc.contributor.authorYaşayan, Vahit
dc.date.accessioned2020-07-17T13:10:24Z
dc.date.issued2020
dc.date.submitted2020-06-16
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/22430
dc.description.abstractThis dissertation analyzes Cormac McCarthy’s Blood Meridian or The Evening Redness in the West (1985), All the Pretty Horses (1992), The Crossing (1994), and Cities of the Plain (1998), and scrutinizes his portraits of cowboy masculinity. In these Westerns, McCarthy engages with the implicit realities of the American West, a legacy that is still exalted and eulogized by American men. He exposes the deep crisis at the heart of frontier myths, and uses the failing cowboy figure as a critique of mainstream American culture that still positions white men in relation to cowboy masculinity. His cowboys are threatened by industrialization and exploitive schemes that cut them off from freedom and the individualism they need to survive. However, above all, they are paralyzed by the conflict between the masculine space of the frontier and the feminine responsibilities of civilization. McCarthy’s western novels address this ordeal, unraveling the struggles of a certain class of American men—mostly white, middleclass, Christian and heterosexual—to exemplify the trappings of increasingly anachronistic masculine signifiers, and to explore the degree to which their perception of manhood has legitimized and, at the same time, confined them, while dehumanizing and objectifying others. By drawing on insights from Masculinity Studies, this dissertation examines how McCarthy’s western novels explore male subjectivity, and destabilize and demythologize American masculinity. McCarthy stresses that American men, who are already caught between their own values and their homosocial performances, have to abandon their toxic, misogynistic, homophobic, racist, antienvironmentalist, and violent ideas of cowboy masculinity, and embrace a more inclusive one. The key to survival in this vexed post-West world turns out not to be adherence to the old regional myths and conventions—no matter how attractive that might seem—but instead, a turn towards healthier masculinities.tr_TR
dc.language.isoentr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectCormac McCarthytr_TR
dc.subjectPost-Western
dc.subjectCowboy
dc.subject.lcshA - Genel konulartr_TR
dc.title“Where’s The All-Amerıcan Cowboy?”: The Demythologızatıon of Amerıcan Masculınıty in Cormac Mccarthy’s Western Novelstr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetBu tez, Cormac McCarthy’nin Blood Meridian or The Evening Redness in the West (1985), All the Pretty Horses (1992), The Crossing (1994) ve Cities of the Plain (1998) romanlarını inceleyerek yazarın kovboy erkekliği betimlemelerini çözümlemeyi amaçlamaktadır. McCarthy, yazdığı western romanlarında ABD’deki erkeklik kültürünün/yapısının/zümresinin bir kültürel miras olarak gördüğü ve günümüzde de yücelterek övmeye devam ettiği Amerikan Batısı’nın örtülü gerçeklikleri ile ilgilenir. McCarthy sınır mitlerinin temelindeki derin krizi açığa çıkarır ve beyaz erkekliği kavramını hala kovboy erkekliği ile özdeşleştiren egemen Amerikan kültürünü eleştirmek için başarısız (ve kaybolmakta) olan kovboy figürünü kullanır. Romanlarındaki karakterler var olmaları için ihtiyaç duydukları bireycilikten ve özgürlüklerinden kendilerini uzaklaştıran sanayileşme ve sömürücü düzenlerden dolayı köşeye sıkışmıştır. Bundan da öte, sınır mekanının erkeksi doğası ve uygarlığın kadınsal sorumlulukları arasındaki çatışmadan dolayı deyim yerindeyse felç olmuşlardır. McCarthy’nin western romanları bu sınanmayı irdelerken, belirli bir sınıftaki— çoğunlukla beyaz, orta sınıf, Hristiyan ve heteroseksüel—erkeklerin mücadelesini ortaya koyup, bu erkeklerin artık zamanı geçmiş/unutulmaya yüz tutmuş erkeklik tanımlamalarını örneklendirir. Erkeklik Çalışmaları Alanı, Cormac McCarthy’nin western romanlarının erkeklik öznelliğini nasıl incelediğini ve Amerikan erkekliğini nasıl mitsellikten arındırıp, istikrarsızlaştırdığını anlamayı mümkün kılar. McCarthy kendi değerleri ve homososyal performansları arasında kalmış Amerikalı erkeklerin zehirli, kadın düşmanı, homofobik, ırkçı, çevre karşıtı ve şiddet yanlısı kovboy erkekliklerinden vazgeçip daha sağlıklı bir erkeklik benimsemek zorunda olduklarını vurgular. Batı uygarlığı sonrası olarak tanımlanan dünyanın sorunsallarında hayatta kalmanın koşulu köhneleşmiş bölgesel mitler ve geleneklere bağlanmayıp, sağlıklı erkekliklere yönelmektir.tr_TR
dc.contributor.departmentAmerikan Kültürü ve Edebiyatıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2020-07-17T13:10:24Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster