Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorDursun, Ali
dc.contributor.authorAkal, Can
dc.date.accessioned2020-01-17T07:51:35Z
dc.date.issued2019
dc.date.submitted2019-05-13
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/21770
dc.description.abstractPhenylketonuria (PKU) is an autosomal recessive metabolic disease characterized primarily by motor and mental retardation and microcephaly. In this study, demographic information, diagnostic blood PA levels, median blood PA levels during follow-up period, treatment methods and developmental stages were evaluated retrospectively on 422 patients who were diagnosed with hyperphenylalaninemia and whose genotypes were anlayzed. There was a significant decrease in 1st degree kinship rates of the parents of patients. In the patients who presented in the neonatal period, the incidence of mild HPA was found to be higher than the ones who presented in infancy. Follow-up of our patients FA follow-up in our patients was found to be much better than in Western societies. In terms of maternal PKU, more than half of the female patients were in the risk group. It was observed that the patients who applied in the neonatal period were controlled well and the patients who applied in the infancy period had a higher rate of being in the poor control group. It was determined that half of our patients who were given a restricted diet from phenylalanine failed to control their blood PA levels and all patients, who had BH4 response in the beginning and developed resistance, were in risky or poor control groups. No significant difference was found between the Denver test and median PA levels of patients during follow-up periods. It can be concluded that histroy of diet adaptation of patients with anormal WISC-R test results is very likely to be in poor condition, but it cannot be foreseen that a patient with a normal WISC-R finding had a good or bad diet regimen in the past. It was shown that deletion or nonsense mutations worsened the phenotype and increased the rate of abnormality in WISC-R results, while missense mutations caused milder phenotypes. Significant and specific relationships were found between specific allelles and genotypes when compared with phenotypes, median blood PA levels during follow-up periods and treatment types of patients.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.rightsAttribution-ShareAlike 3.0 United States*
dc.rights.urihttp://creativecommons.org/licenses/by-sa/3.0/us/*
dc.subjectHiperfenilalaninemitr_TR
dc.subjectFenilketonüri
dc.subjectFenilalanin hidroksilaz
dc.subjectGenotip
dc.subjectFenotip
dc.titleFenilketonüri Hastalarında Genotip-Fenotip İlişkisitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetFenilketonüri (FKU) otozomal çekinik geçişli olup esas olarak klinik olarak motor- mental gerilik ve mikrosefali ile karakterize bir metabolik hastalıktır. Çalışmamızda PAH gen defektine bağlı hiperfenilalaninemi tanısı alan ve genotiplemesi yapılan 422 hastanın demografik bilgileri ile birlikte takip sürecindeki tanı kan FA düzeyleri, izlemde ortanca kan FA düzeyleri, uygulanan tedavi yöntemleri, gelişim basamakları retrospektif olarak değerlendirilerek genotip fenotip ilişkisinin ortaya konmuştur. Hastaların 1. derece akrabalık oranlarında belirgin düşüklük görüldü. Yenidoğan döneminde başvuran hastalarda hafif HFA, süt çocuğu döneminde başvuran hastalarda klasik FKU sıklığı daha fazla bulundu. Hastalarımızdaki FA takibinin Batı toplumuna göre çok daha iyi durumda olduğu saptandı. Maternal FKU açısından bakıldığında kız hastaların yarısından fazlasının riskli grupta olduğu tespit edildi. Yenidoğan döneminde başvuran hastaların iyi kontrolde, süt çocuğu döneminde başvuran hastaların ise daha yüksek oranda kötü kontrolde oldukları görüldü. Fenilalaninden kısıtlı diyet verdiğimiz hastalarımızın yarısında başarılı olunamadığı ve bununla birlikte BH4 direnci sonradan gelişen tüm hastaların riskli veya kötü kontrol gruplarında olduğu tespit edildi. Denver testi ile izlem ortanca FA düzeyleri arasında fark bulunmadı. WISC-R testi anormal sonuçlanan hastaların geçmişteki diyet uyumunun çok yüksek olasılıkla kötü olduğu sonucuna varılabildiği fakat normal bulunan bir hastanın geçmişteki diyet uyumunun iyi ya da kötü olduğu konusunda bir öngörüde bulunulamayacağı gösterildi. Delesyon veya anlamsız mutasyonların fenotipi kötüleştirdiği ve WISC-R sonuçlarında anormallik oranını arttırdığı, yanlış anlamlı mutasyonların ise daha hafif fenotipe yol açtığı gösterildi. Belirli allel ve genotipler ile hastaların fenotipleri, izlem ortanca kan FA düzeyleri ve tedavi tipleri arasından anlamlı ve özgül ilişkiler saptandı.tr_TR
dc.contributor.departmentÇocuk Sağlığı ve Hastalıklarıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2020-01-17T07:51:35Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypemedicineThesis


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster

info:eu-repo/semantics/openAccess
Aksi belirtilmediği sürece bu öğenin lisansı: info:eu-repo/semantics/openAccess